İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; iş kazası her meslekte meydana gelebilen, belirli standartlar kapsamında gerçekleşmiş kazalardır, kazaların kısa sürede bildirimlerin yapılması gerekir.
İş kazaları tüm meslek gruplarında görülebilen ve çalışanların sağlığının üzerinde risk oluşturan kazalarda. Bu kazalar genellikle belirlenen iş kazası terimi içerisinde olmaları. Yaralanma, sakatlanma ya da ölüm gibi durumlarda kişiler gerekli bildirimleri yaparak işlemlerin uygulanmasını sağlar. İşverenlerin mutlaka kaza unsuru doğuran konular konusunda tedbir alması gerekmektedir.
İş Kazası Nedir?
İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; iş kazası çalışma hayatı içerisinde bulunan bir kullanıcının 5510 sayılı kanun gereğince belirtilmiş olan durumlardan birine yönelik yaşanmış bedenen ya da ruhen engel oluşturan olaylardır.
Bu olaylar dahilinde kişinin daha sonrasında bedenen ya da ruhen etkilenmesi önemlidir etkilenen duruma bağlı olarak da tazminat alma hakkı yer almaktadır. Bazı iş kazaları yalnızca bedensel olduğu gibi bazı iş kazalarında hem bedenen hem de ruhen yıpranmalar görülmektedir.
5510 sayılı kanun gereğince iş kazası olarak kabul edilen durumlar şöyledir;
- Mutlaka kazanın sigortalının işyerinde bulunduğu sırada ya da çalışma saatlerinde gerçekleşmiş olması gerekir.
- İşveren tarafından verilen bir iş nedeniyle kişinin iş kazası yaşaması önemlidir.
- İşverene bağlı olarak çalışmakta bulunan kişinin işveren tarafından görevli olarak farklı bir bölgeye gönderilmesi ve asıl işini yapmaması durumunda olmasına rağmen gerçekleşen kazalar iş kazasına dahil edilmektedir.
- Sigortalı olan kişilerin işveren kişi tarafından sağlanan bir taşıtla beraber işe gidiş ve geliş sırasında yaşanan kazalar da iş kazası içerisinde kabul edilecektir.
- Kendi adına ya da hesabına herhangi bir bağlantı olmadan çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle yaşanan kazalar iş kazasıdır.
Örneğin iş sırasındayken gerekli önlemlerin alınmamış olması dahilinde yaşanan yangına bağlı kazalarda iş kazası olarak kabul edilmektedir. İş kazalarında işveren ve işçinin farklı oranlarda sorumluluk payı bulunmaktadır. Bu pay aracılığı ile kusurlu olan taraf tespit edilmektedir.
İş Kazasının Bildirim Süresi Var Mıdır?
Yaşanmasının ardından mutlaka gerekli bildirimlerin yapılması gerekir. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; İş yerinde yaşanan kazaya bağlı olarak karşılaşılan durumda mutlaka anında gerekli raporların tutulması beklenir.
Daha sonra 3 gün içerisinde işveren kişinin kazaya yönelik Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildiri yapması gerekmektedir. 3 gün için belirlenen süre kapsamında gerekli bildirimlerin yapılmaması halinde cezai yatırımlar söz konusudur.
Örneğin yaşanan kaza pazartesi günü ise en geç perşembe gününe kadar gerekli bildirimlerin yapılması beklenmektedir. Bu sürecin aşılması dahilinde kötü niyet olarak değerlendirmeler sağlanmaktadır.
Belirlenen süreler için yalnızca iş günleri kabul edilmektedir. Cuma günü yaşanan bir kaza için en son çarşamba gününe kadar bildirimlerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca yaşanan kaza sonrasında resmi tatiller ya da farklı nedenlere yönelik kapatmalar bulunursa yine bugünler bildirim süresi içerisinde sayılmamaktadır.
Bildirimlerin yapılabilmesi için mutlaka gerekli SGK bildirimi sağlanmalıdır. 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu kapsamında 3 gün içerisinde yapılmayan bildirimler için iş sahibi kişi gerekli cezayı kabul ettiğini belirten sayılmaktadır.
Sağlanan ceza işlemleri ise 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu gereğince sağlanır. Bu tutar 15.529 TL tutarından başlar ve geçmiş olan süreye bağlı olarak daha yüksek seviyede olmaktadır.
İş Kazası Bildirimi Nasıl Yapılır?
İş kazası yaşanması durumunda yapılan bildirim işlemleri için farklı birçok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerden günümüzde en kolay kullanım alanı SGK tarafından oluşturulan internet sitesi üzerinden başvuru sağlamaktır.
İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; Yapılacak olan başvurularda doğrudan bildirime, taahhütlü posta ile bilgilendirme ya da elektronik sigorta yolu aracılığıyla sağlanacak işlemler bulunuyor. İş kazasının bildirisini şekli içerisinde verilen içeriklerin tamamı sosyal sigorta işlemleri yönetmeliği kapsamında belirlenmiştir.
Yapılan bildirimin süresi kadar yapılan içerik de son derece önemli bir yere sahiptir. Gerekli bildirimlerin sağlanmasının yapılması amacıyla işveren kişinin doğrudan sosyal güvenlik kurumuna giderek kazası bildirimini uygulaması gerekir. Ayrıca internet üzerinden yapılan başvurularda da yine iş sahibi olan kişi bildiri sağlamaktadır.
https://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do adres üzerinden doğrudan işveren tarafından gerekli bildirimlerin yapılması sağlanmaktadır. Böylece kişiler bulunduğu ortamdan farklı bir yere gitmek zorunda kalmadan anında iş kazasını sigorta sistemini girmektedir.
İş Kazası Bildirimi Hangi Durumlarda Yapılır?
Kişilerin iş kazası niteliğinde karşılaşmış olduğu durumların tamamı mutlaka SGK ya bilgilendirme olarak sağlanmalıdır. Burada kişinin yaşadığı durumun küçük ya da büyük olması herhangi bir önem sebebiyet vermiyor.
Burada öncelikle kişilerin iş kazası olarak kabul edilen duruma bakması gerekir. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; bir kazanın iş kazası olarak değerlendirilebilmesi için iş saatlerinde, iş yerinde ya da işveren tarafından gönderilen bir iş üzerinde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bunun yanında kişilerin şirket tarafından sağlanan bir araç ile işe gelip gitme sürecinde iken yaşanan kazalarda iş kazası içerisinde dahil edilmektedir. Ayrıca kişi iş yerinde bulunmasa dahi işveren aracılığıyla farklı bir iş yapılmasına yönelik görevlendirmesi dahilinde kazanın oluşması yine iş kazası olarak kabul edilmektedir.
Bu durumların tamamında işverenin haklı olması, haksız olması ya da işçinin gerekli şartlarının bulunması gibi durumlar dikkate alınmaz. Bildirimlerin mutlaka her zaman yapılması gerekir.
Yapılan bildirim işlemleri ise belirlenen 3 iş günü içerisinde sağlanmalıdır. Gerekli başvuruların ve bildirilerin buraya yapılmaması halinde işveren kişi sorumlu olarak kabul edilmelidir.
İş Kazası Bildirim Yapılmamasının Cezası Var Mıdır?
İş kazası yaşanması halinde en kısa sürede işveren tarafından gerekli bildirimlerin sağlanması gerekir. Bu bildirimler SGK’ya sağlanacaktır. Bildirimlerin yapılmaması halinde ise kişilere sağlanan cezai işlemler bulunmaktadır.
İşveren kişinin gerekli bildirimleri sağlanmaması dahilinde karşılaşılan kazanın durumuna bağlı farklı hesaplamalar yapılmaktadır. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; iş kazaları dahilinde az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli durumları bulunmaktadır.
Karşılaşılan durumun ciddiyetine bağlı olarak yapılan cezalandırma işlemleri daha farklı oluyor. Buna yönelik genel tablo en son şu şekildedir;
- Çalışan sayısı 10 kişiden daha az olan iş yerlerinde az tehlikeli 24.607 TL, tehlikeli 30.758 TL ve çok tehlikeli 36.910 TL ceza tutarlarına sahiptir.
- Çalışan sayısı toplamda 10 kişiden 50 kişiye kadar olan iş yerleri içerisinde ise az tehlikeli işyerlerinde 24.607 TL, tehlikeli iş yerlerinde 36.910 TL ve çok tehlikeli iş yerlerinde 49.214 TL ödeme yapılacaktır.
- Çalışan sayısı 50 ve daha fazla olan işyerlerinde ise az tehlikeli durumlarda 36.910 TL, tehlikeli iş yerlerinde 49.214 TL ve çok tehlikeli işyerlerine 73. 821 TL ödemeler yapılacaktır.
2024 yılına özel güncellenen veriler sayesinde bildirimler konusunda çok daha sıkı denetimler sağlanıyor. Böylece kişilerin ödeyebileceği bildirim yapılmaması durumunda alınacak olan idare para cezası tutarları yukarıdaki gibidir.
İş Kazası Bildirimi Yapmak Yeterli Midir?
Kişilerin işverenlerin yalnızca bu kazanın bildirimini yapması yeterli bir durum değildir. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; öncelikle 3 iş günü içerisinde gerekli iş kazasının ilgili kurumlara bildirilmesi gerekiyor.
İş anında tutulan raporlar sayesinde bildirimler sağlanır. Bu nedenle kazanın yaşandığı anda mutlaka kazanın durumunu gösteren raporların tutulması gerekir. Daha sonra iş kazası bildiriminin yapılmasının ardından kaza kayıt altına alınarak gerekli önlemler sağlanmalıdır.
Yapılan bildirim sonrasında elde edilen bilgiler arasında ise şu durumlara dikkat edilmesi gerekir;
- Öncelikle kazanın gerçekleşme nedenlere not alınarak gerekli deliller saklanmalıdır.
- Belgeler içerisinde kaydedilen bir diğer durum ise görgü tanıklarının ifadeleridir. Olaya şahit olan kişiler var ise mutlaka bu kişilerin ifadesinin alınması gerekmektedir.
- Olayın yaşandığı anda olay yerine ait fotoğraflar çekilerek daha sonrasında alınacak olan önlemler ile birlikte düzenlenmelidir. Eğer önlemler sağlandı ise mutlaka sağlandığını gösteren deliller oluşturulmalıdır.
- Belgeler arasında aynı zamanda iş kazası araştırma raporu tutulması gerekir.
Tüm bu adımlar sayesinde kişilerin yapacağı karşılıklı bildirimler ya da dava durumlarına ilişkin belgeler elde olacaktır. Bu nedenle yalnızca bildirim işlemlerinin sağlanması yeterli olarak kabul edilen bir durum değildir.
Mutlaka yaşanan kazanın gerekli delillerinin tutulması ve kaza sonrasında yeniden aynı kazanın yaşanmaması için önlemlerin alındığı gösterilmelidir.
İş Kazası Geçirince Ne Yapmalıyız?
Gerçekleştirilmesi anında ilk olarak işlerini yapacağı şey kaza geçirmiş olan kişiye yardım sağlamak olacaktır. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; Bildirimin yapılması için işveren 3 gün süreye sahiptir. Bu nedenle öncelikle gerekli kanunlara yönelik olarak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Hastanenin belgelerinin üzerinde mutlaka iş kazası olarak düzenlenmesi gerekir. Daha sonra kaza geçiren kişi bu rapor ile beraber işverene kazayı bildirmelidir.
Bildirim işleminin ardından 3 gün süre içerisinde işveren kişinin mutlaka başvuruda bulunması gerekir. Bildirimin sağlanmaması halinde kazayı geçiren kişi de kendisi bildirimde bulunmaktadır.
Kaza geçirdikten hemen sonra işçinin güvenlik güçleri aracılığıyla alınan ifadesi önemlidir. bu ifadede içerisinde kazanın kendisi tarafından gerçekleştirildiği ya da iş yerinde bulunan eksiklikten kaynaklı olmasına bağlı olarak ifade verilmesi gerekir. Özellikle kaza sonrasında dava açmak isteyen kişilerin işverenden şikayetçi olduğunu belirtmesi gerekir.
İş kazası sonrasında ve anında gerekli tedavi işlemleri yönelik hassasiyet gösterilmezse idari yönden Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikayet edilmesi mümkündür. Adli yönden ise kişiler tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Özellikle kaza sonrası kişinin işten çıkarılması, tazminat ödemesinin yapılmaması ya da benzeri durumlara yönelik hallerde adli işlemlerin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır.
Ölüm Halin Bildirimi Kimler Yapabilir?
İşverenin, olayı hemen ilgili resmi kurumlara bildirmesi büyük bir önem taşır. Ancak, bu süreç sadece işvereni değil, aynı zamanda hayatını kaybeden kişinin ailesini de içerir. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; ailenin, ölüm olayını yetkili makamlara bildirme hakkı vardır.
Raporu ilgili sağlık ve güvenlik otoritelerine iletmelidir. Bu rapor genellikle olayın ne zaman, nerede ve nasıl gerçekleştiği gibi temel bilgileri içerir. Ayrıca, işyerinde alınan güvenlik önlemleri ve kaza sonrası yapılan müdahaleler de raporda yer almalıdır.
Ölen kişinin ailesi de bu süreçte etkileşimde bulunmaktadır. Güvenlik birimleri ile sigorta kurumlarına, olayı bildirerek tazminat talep edebilirler. Bu, kaybedilen kişinin ailesine maddi destek sağlama ve olası iş kazalarının tekrarını önlemek amacıyla önemlidir.
Sonuç olarak iş kazasında ölüm durumunda detaylı bir iletişim ve iş birliği süreci söz konusudur. Tazminat süreçlerinin adil ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar.
Ölümlü durumlarda sigortalı olan kişinin ailesine ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere bazı ödemeler sağlanacaktır. Bu nedenle kişinin gerekli bildirimlerin yapılması son derece önemlidir. Yapılan ödemelerde ise duruma bağlı hesaplamalar sağlanmaktadır. Böylece kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler mağdur edilmemektedir.
İş Kazasında Ceza Şikayet Süresi Var Mıdır?
Şikayetçi olmaması halinde herhangi bir dava açılmamaktadır ve soruşturma yapılmamaktadır.
Öncelikle kazanın yaşandığı ilk andan itibaren gerekli bildirimlerin yapılması gerekir. İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; bildirimlerin yapılabilmesi için işveren kişinin 3 iş günü içerisinde formları doldurması gerekir.
Bu bildirimler doğrudan yapılabildiği gibi internet üzerinden de sağlanabiliyor. Bu nedenle günümüzde artık son derece kolay şekilde kazaların bildirilmesi amaçlanmaktadır. Kazada zarar gören tarafın ise şikayetçi olma için belirlenen süre 6 aydır.
6 ay içerisinde mağdur olan taraf gerekli şikayetlerini oluşturarak dava açma hakkına sahiptir. Bu dava açma süreci içerisinde maddi ve manevi tazminat alınması mümkün olmaktadır. Özellikle iş kazası sonrasında yaşanan durumlara yönelik dava açılması mümkündür.
Alınan kararlar gereğince de mağdur olan tarafın şikayetçi olması halinde dava açılmaktadır. Eğer taraf şikayetçi değil ise 6 ay sonrasında dava açma hakkını tamamen kaybedecektir.
Güvenlik güçleri tarafından alınan bildirimlere mutlaka şikayetçi olmadığını belirtmemiş olması gerekir. İlerleyen zamanlarda dava oluşturulması için doğan haklar silinmektedir.
İş Kazası Bildirimi Yargıtay Kararları
İş kazası bildirimlerinin yapılmasına yönelik olarak değerlendirilen Yargıtay kararları kapsamında bazı durumlar öne çıkıyor. Bu durumlar şöyle özetlenmektedir;
- Yaşanan kazanın ardından mutlaka 3 iş günü içerisinde bildirimin yapılması gerekmektedir. Bildirimin yapılmaması ancak kazanın tespit edilmesi halinde kişiye uygulanan idari para cezası bulunmaktadır.
- İş kazası nedir? Bildirimi nasıl yapılır; iş kazası bildirimini form üzerinden gerekli niteliklere bağlı olarak düzenlenmiş olması gerekir. Geçerli olarak kabul edilmemektedir. Ve kişiler süreyi aşması halinde idari para cezasına çarptırılmaktadır.
- İşçiye gerekli hakların verilmemesi gibi durumlarda tazminat hakkı bulunmaktadır.
- İş kazaları özellikle görgü tanıkları tarafından kanıtlanan bir kaza türüdür. Kamera kayıtlarının bulunması gibi durumlar ceza tespitini ortaya çıkarmaktadır.
Kazaların büyük ya da küçük olduğuna bakılmaksızın mutlaka bildirimlerini sağlanması gerekir. Ayrıca bildirimleri yapılırken işçi ya da işverenin hatalı olmasına dikkat edilmemektedir.
Herhangi bir nedenden kaynaklı kazanın oluşması halinde kişilerin haklı iş kazası durumu bulunacaktır. Burada karşılık dahilinde raporlar tutularak bilgilendirmeler sağlanır.
Ölümlü kazalar olması halinde ise mutlaka ölen kişinin yakınları tarafından bildirimlerin yapılması gerekmektedir. Ölümlü kazalarda sonrasında davalar açılarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin oluşturulması mümkün olacaktır. Ancak tazminat tutarı hesaplanırken işçi olan kişinin de kusur durumu göz önünde bulundurulmaktadır.
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/3238 K. 2020/4238 T. 1.7.2020
• İŞ KAZASI TESPİT İSTEMİ ( Davacı Tarafından 5521 S. Kanun’un 7/3 Md. Uygun Bir Şekilde
Davaya Konu İstem Hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna Müracaat ve Kurum Tarafından Bu
Müracaata Konu İstemin Reddine İlişkin Bir İşlem veya Eylem Bulunmadığı Görülmekle Davalılar
Aleyhine Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderine Hükmedilmesinin Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu )
• VEKALET ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERİ ( Davacı Tarafından 5521 S. Kanun’un 7/3 Md.
Uygun Bir Şekilde Davaya Konu İstem Hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna Müracaat ve Kurum
Tarafından Bu Müracaata Konu İstemin Reddine İlişkin Bir İşlem veya Eylem Bulunmadığı Görülmekle
Davalılar Aleyhine Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderine Hükmedilmesinin Doğru Görülmediği – İş
Kazası Tespit İstemi )
• SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA MÜRACAT ŞARTI ( İş Kazası Tespit İstemi – Davacı
Tarafından 5521 S. Kanun’un 7/3 Md. Uygun Bir Şekilde Davaya Konu İstem Hakkında Sosyal Güvenlik
Kurumuna Müracaat ve Kurum Tarafından Bu Müracaata Konu İstemin Reddine İlişkin Bir İşlem veya
Eylem Bulunmadığı Görülmekle Davalılar Aleyhine Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderine
Hükmedilmesinin İsabetsiz Olduğu ) 7036/m.4 5521/m.7/3 6100/m.331/1
ÖZET : Dava; iş kazası tespit istemine ilişkindir. Eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın
konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararı isabetli ise de; yukarıda
belirtilen açıklamalar çerçevesinde, 6552 Sayılı Kanun’un 64. maddesiyle 5521 Sayılı Kanun’un 7.
maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna
müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava
şartı olarak düzenlenmiş olup, somut durumda, davacı tarafından 5521 Sayılı Kanun’un 7/3 maddesine
uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum
tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle,
davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma
nedenidir.
DAVA : Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde çalışırken 19.04.2012 tarihinde geçirmiş olduğu
kazanın iş kazası olarak tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle konusuz kalan dava hakkında karar
verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması
üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece
mahkemesi kararının kaldırılarak; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit
edildi:
KARAR : I- )İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında davalı … Enerji Dağıtım ve Perakende
Satış Hizmetleri A.Ş. … İl Müdürlüğü bünyesinde çalışmakta iken aldığı talimat üzerine … İli Merkez
İlçesi Yağmurlu Kasabası girişinde alçak gerilim elektrik direğindeki arızanın bakım ve onarımı
esnasında çıktığı demir direkte tutunduğu demir merdiven aksamının kopması sonucu yaklaşık 9 metre
yükseklikten yere düşmek suretiyle iş kazası geçirdiğini, geçirmiş olduğu kazadan dolayı iki ayağının
çeşitli yerlerinden kırıldığını ve ameliyat geçirmiş olduğunu, halen bacaklarını tam olarak
kullanamadığını belirterek, dava konusu olayın iş kazası olarak tespit edilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının
müvekkili şirket bünyesinde arıza onarım personeli olarak çalışmakta olduğunu, davacının işyeri
dosyasında iddia edilen kazaya ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığını, ayrıca davacının amirlerinin de
söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını, müvekkil şirkete de kaza ile ilgili herhangi
bir başvurusunun olmadığını, davacının iddiasının doğru olması halinde kazanın en azından müvekkili
şirkete bildirilmesinin gerektiğini, dava konusu olayın iş kazası sayılması için 5510 Sayılı Kanun’un 13.
maddesinde sayılan şartların en azından birisinin bulunması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep
etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kuruma başvuru yapmadan doğrudan
mahkemeye dava açmış olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini
beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI A- )İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından,
“Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevuzatından
kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet aktine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerini
tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat şartı
zorunlu olmakla, davacının kuruma müracatının bulunup bulunmadığı araştırılmış, yapılan
araştırmalarda, SGK … İl Müdürlüğünün 29/04/2016 havali yazısı ile davacının 19/04/2012 tarihinde
maruz kaldığı iş kazası olayı ile ilgili sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığını ve kaza tahkikat
raporunun şahsi talebinin olmadığını düzenlenmiş olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür. Celse
arasında davacı tarafa, kuruma başvurması için süre verilmiş, verilen süre sonucunda, … SGK İl
Müdürlüğünün 25/07/2017 tarihli yazısı ile “Kazazedenin kurumumuza verdiği belgeler
komisyonumuzca değerlendirilmiş olup, 19/04/2012 halinde meydaha gelen olayın 506/5510 Sayılı
Kanunun 11/13. maddesi hükümleri dahilinde meydana gelmesi nedeniyle iş kazası sayılmasına karar
verilmiştir” şeklinde komisyon kararının gönderilmiş olduğu, davacı vekilinin talebinin de sadece iş
kazasının tespitine yönelik olduğu anlaşılmakla davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davacının
kuruma başvurmadan doğrudan yargı yolana başvurarak dava açmış olduğu ve davanın açılmasına,
davacı taraf sebebiyet vermiş olmakla, davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek
aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle
1-)Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2- )Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik 2,20 TL harcın davacıdan alınarak
hazineye gelir kaydına,
3- )Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri Uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak
davalılara verilmesine,
4- )Davacı tarafından yapılmış olan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5- )Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- )Taraflarca gider avansı olarak yatırdıkları miktardan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye gider
avansının 6100 Sayılı HMK ‘nun 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,”
şeklinde karar verilmiştir.
B- )BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
“Eldeki davada ilk derece mahkemesince, davacının kuruma başvurmadan doğrudan dava açmış olması
ve davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine
hükmedilmiş ise de verilen karar hatalıdır. Eldeki davada işveren tarafından davalı kuruma 24/04/2012
tarihinde yani dava açılmadan önce iş kazası bildirimi yapıldığı görülmektedir. Gerek 5510 Sayılı
Kanununun 13.maddesi gerekse ilgili yönetmelik hükümleri gereği işveren tarafından kuruma iş kazası
bildirimi yapıldıktan sonra kurumun olayın iş kazası olup olmadığına karar vermesi gerekir. Ancak iş bu
davada davalı SGK iş kazası hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen soruşturma başlatma yükümlülüğünü
yerine getirmemiş olduğundan ve davalı işveren de yargılama sırasında meydana gelen olayın iş kazası
olmadığını savunarak çekişmeyi devam ettirdiğinden, davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı
olduğu anlaşılmış, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden davalıların sorumlu tutulması gerektiği
kanaati heyetimizde oluşmuştur.
Dairemize göre; tarafların verilen hükmün diğer kısımları yönünden kaldırılmadığı sadece yargılama
giderlerinin kime yükleneceği konusundaki istinaf değerlendirilerek bu konuda mahkeme kararının
kaldırılması suretiyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmiş
olup, sonuç olarak vekalet ücretine hükmederken ilk derece hüküm tarihindeki AAÜT’ye göre vekalet
ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.” gerekçesiyle
“Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüyle yukarıda belirtilen ilk derece mahkemesi kararının 6100
Sayılı HMK’nın 353/1-b.2 hükmü gereğince kaldırılmasına,
1- )Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2-)Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 harcın
mahsubu ile 15,20 TL karar ve ilam harcının davalı şirketten ( davalı kurum harçtan muaf olmakla )
alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 58,40 TL harcın davalı şirketten ( davalı Kurum harçtan muaf olmakla ) alınarak
davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının istemi halinde kendisine iadesine,
3-) Davacı tarafından yapılan 324,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan
A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, yerel Mahkeme kararının yerinde olduğunu, davacının dava açmadan önce Kuruma
başvuruda bulunulması halinde Kurum tarafından olumlu veya olumsuz bir cevap verilecek olduğunu,
davacının olay tarihinden sonra herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, Kurumun davanın açılmasına
sebebiyet vermediğini, bu nedenle Kurumun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının usul ve
yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. vekili, meydana gelen kazanın müvekkili
şirket tarafından Kuruma yasal süresi içinde bildirildiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine
getirdiğini, diğer davalı Kurumun davanın açılmasına sebebiyet verdiğini belirterek kararın bozulmasını
talep etmiştir.
V- )İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6552 Sayılı Kanun’un 64. maddesiyle mülga 5521 Sayılı Kanun’un 7. maddesine ek yapılarak,
“31/05/2006 tarihli ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal
güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu
sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik
Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda Öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla
yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı
dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda
geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz” hükmü
getirilmiştir. Aynı hüküm 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 Sayılı yeni İş Mahkemeleri
Kanun’un 4. maddesinde de korunmuştur. Maddelerde belirtilen şart, özel kanunda düzenlenmiş dava
şartıdır.
Gerek 5521 Sayılı Kanunda gerekse 7036 Sayılı Yasada yer alan bu düzenlemelere göre, dava açmadan
önce Kuruma müracaat zorunluluğu, iş yargısında uyuşmazlıkların azaltılması, sigortalı ile Kurum
arasında uyuşmazlık çıkmadan dava açılmasının önlenmesi için getirilmiştir. Getirilen düzenleme ile
sigortalı önce Kuruma müracaat edecek, Kurum isteme olumsuz cevap verirse veya belli bir süre sessiz
kalırsa öyle dava açılabilecektir. Sigortalının talebi idari aşamada kabul edilirse dava açılmasında hukuki
yarar kalmayacaktır. Bu düzenleme 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesine benzer bir
düzenlemedir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da, davanın konusuz
kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim,
davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer
olmadığı yönündeki kararı isabetli ise de; yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, 6552 Sayılı
Kanun’un 64. maddesiyle 5521 Sayılı Kanun’un 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği,
dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu
istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, somut durumda,
davacı tarafından 5521 Sayılı Kanun’un 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında
Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir
işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine
hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik
inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma
nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm
bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370.
maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 16.01.2019 tarih, 2018/1326 E. –
2019/370 K. sayılı kararının hüküm fıkralarının silinerek, yerine;
1-) Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2- )Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik 2,20 TL harcın davacıdan alınarak
hazineye gelir kaydına,
3- )Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri Uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak
davalılara verilmesine,
4- )Davacı tarafından yapılmış olan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5- )Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- )Taraflarca gider avansı olarak yatırdıkları miktardan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye gider
avansının 6100 Sayılı HMK ‘nun 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,”
cümlelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının
istek halinde davalılardan … Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş.’ye iadesine, dosyanın ilk
derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.