Kasten Yaralama Suçu Ve Cezası

Türk Ceza Kanunu, kişilerin haklarını ve toplamsal düzeni korumaya yönelik maddelerden oluşmaktadır. Yasa, suçların sınırlarını belirleyerek verilecek cezayı açıklar. Kasten yaralanma, TCK 86- 88 maddelerinde tanımlanan bireyin vücut dokunulmazlığını ihlal eden suçlardandır. Tanımı, özel durumları, hukuki süreç gibi detaylar kanunda anlatılmaktadır.

Kasten Yaralama Suçu Nedir?

Kasten yaralama suçu ve cezası Türk Ceza Kanunu’ unda düzenlenmektedir. Kanunun 86. maddesi suçun tanımı, nitelikli halleri ila cezasını açıklamaktadır. Kasten yaralama suçu, kişinin bir başkasına bilinçli olarak zarar vermesini anlatmaktadır. Ruhsal veya fiziki zarar, istenerek verilir planlı hareket edilen suçta saldırgan sonuçların farkındadır.

Çoğunlukla birey bedensel bütünlüğünü hedef alan saldırılardır. Fakat bazı durumlar psikolojik yahut duygusal hasarları da suçun kapsamına dahil eder. Saldırganın kullandığı alet, mağdurun durumu, saldırının şiddeti benzeri etkenler suçun niteliklerini hallerini belirlemektedir.

Yasaya göre suçun oluşmasında ‘sağlığı bozma’, ‘vücuda acı verme’, ‘algılama yeteneğini bozma’ unsurlarından biri gerçekleşmelidir. Sayılan üç durumdan birisinin yaşanması kasten yaralama suçu meydana gelir.

Kasten yaralamayla alakalı kişinin güzelliği de koruma altına alındığından önemlidir. Bundan dolayı kişinin yüzünde hasar bırakan yaralama fiilinde ceza artırılmaktadır. Ayrıca kişinin kendi akrabalarına yönelik işlediği suçlarda farklı ceza oranları uygulanmaktadır.

Bireyin vücuduna acı verme unsurunda birinin döverek açı çekmesini sağlama basit yaralamadır. Mağdurun sağlığında bozulma, kişinin kalıcı ya da geçici hasar almasıdır. Bu suça pek çok örnek verilebilir. Tartışma sırasında arkadaşına kafa atıp burnunu kıran kişi kasten yaralanma suçu işler.

Havuz veya denizde görevlinin boğulan kişiye yardım etmemesi sonucu bireyin kalıcı vücut hasarı alması ihmal halinde kasten yaralamadır. Annelerin engelli çocuklarının bakımlarını yapmamaları da kanun kapsamında değerlendirilir. Burada annenin çocuğunu ihmal ederek bayılmasına sebep olması gibi durumlar söz konusudur.

Kişiyi itmek, sert cisimle vurarak acı vermek, bıçaklama, boğazını sıkma dahil birçok örneği vardır. Yaralama suçunda manevi unsur kast yani bilerek- planlayarak zarar vermedir. Herkes tarafından işlenebilen suçlardandır. Mağdur ile failinin net özellikleri bulunmaz. Seçimlik, serbest hareketli suçtur.

Konusu, kişinin vücudundur çünkü zararı vücut bütünlüğü görür. Bedende hasar oluştuğundan neticeli suçlar kapsamına da girmektedir. Suçta hukuka aykırılık unsuru, sayılan etkenlerin yanı sıra meşru müdafaa gerektirmeyen durumlarda yaşanmasıdır. Yani bireyin kendi koruma adına yaptığı hamle sonucunda kasten yaralama suçu meydana gelmez.

Kasten Yaralama Suçunun Ağır ve Hafif Ceza Gerektiren Halleri

Kasten yaralama suçu ve cezası yasada kime karşı işlendiği, işleniş şekli, yarattığı sonuca göre belirlenir. TCK 86. maddede cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir. Ancak ciddi yararlanma olmayan, tedavisi hafif olan hallerde hapis cezasının düşürülmesi ya da adli para cezası verilmesi düzenlenir.

Kanun fıkrasında suçun canavarca hisle gerçekleşmesi halinde verilecek cezada artış yapılması ön görülür.  Basit ve ağırlaştırılmış kasten yaralama farklı unsurlara dayanır.  Unsurlar dikkate alınarak failin cezasına karar verilmektedir. Kasten yaralama suçu kendi kendine işlenemez.

Suç cesede yönelik yapılamaz. Yaralamada davranış direkt mağduru hedef almak zorunda değildir. Başka birini hedef alan saldırı kasten yaralama suçunun işlenme sebebi olabilir. Birinin saçının veya sakalının kesilmesi suç kapsamında değildir.

Kasten yaralama, teşebbüs halinde kalabilir. Önemli nokta, failin yaralama suçunu başlatmış ama sonuçlandıramamış olmasıdır. Örneğin, karşı tarafa bıçak çeken birinin kendisini tutanlar yüzünden sonuca ulaşamaması teşebbüstür. Yahut çocuğuna vurmak için el kaldıran kişinin başkası tarafından engellenmesi duruma örnektir.

Kasten Yaralama (Basit Hali)

Basit kasten yaralama, hafifletici nedenler olabilir. Bu durum, daha az ceza gerektiren haller şeklinde düzenlenmiştir. Ayakta tedavi vb. basit tıbbi müdahale ila giderilen yaralanmalarda düşük sınırdan ceza verilir. Darp, az ceza verilen yaralama eylemidir. Suçun niteliğine karar verme, yargı merciinin yetkisidir. Bu kapsamda değerlendirilen suçlar;

  • Yumruk atarak dudağın kanamasına neden olma,
  • Failin tokat atması nedeniyle yüzün kızarması,
  • Kavgada itilen bireyin masaya çarpıp bacağının çizilmesi,

Yukardaki yaralanmalar BTM/ basit tıbbi müdahale sonucu giderilen yaralardır. Bunlarda en alt sınırda ceza verilmektedir. BTM ila giderilmeyen yaralanmalarda kanun kapsamındadır. Bunlardan bazıları;

  • Fiil sonucunda diş kırılması, dişin düşmesi
  • Bireyin kemiklerinde çıkık ya da kırık olması
  • Kaslar ile tendon hasarı, iç organ yaraları
  • Sinir hasarı, korneada perforasyon, kulak kemiklerinde kemik zincir kopuğu

Benzeri yaralarda basit kasten yaralamadır. Bu durumlar cezanın belli oranda artırılmasına nedendir. Eylemin cezalandırılması için kanunda sayılan unsurlardan en az birini taşıması gerekir. Sızı- ağrı- sancı vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesiyle ortaya çıkmalıdır.

Burada önemli nokta, fiilin mağdura acı vermesidir. Davranış suç olarak değerlendirilmesine yeter. Acının şiddeti, süresi ceza sürecinde önem kazanır. Basit tıbbi müdahale gerektiren suçta ceza 4 aydan 1 yıla kadar hapistir. Mağdur kadın ise hapis cezasının alt sınırı 6 ay olarak uygulanır.

Basit yaralama suçunda verilen cezalar birbirinden farklıdır. Basit tıbbi müdahale sonucu giderilen yaralanmalarda 4 aydan- 1 yıla hapis cezası verilebilir. Basit müdahale ile tedavi edilemeyen yaralar için 1 yıl- 3 seneye kadar mahkumiyet kararı çıkabilir. Basit yaralamanın nitelikli hali işlenmişse cezanın ½ oranında arttığı görülür.

Canavarca hisle gerçekleştirilen basit yaralamada ceza 1 kat arttırılmaktadır. Ayrıca bazı durumlarda adli para cezasına hükmedilmektedir. Suçun olmasında kalıcı hasar veya tıbbi hastalık meydana gelmesi şart değildir. Bir kişiye rızası dışında, gizli verilen sakinleştirici ilaçlarda basit yaralama kapsamındadır.

Gizlice içirilen uyku ilacı nedeniyle baş dönmesi yaşanması, bayılma, birey baygınken izinsiz temas sonucu hastalık bulaşması kanunda suçtur. Habersiz yiyeceğe uyuşturucu katma, içeceğe alkol katarak aklını bulandırma ve hipnoz vb. durumlar algılama yeteneğini bozduğundan TCK’ da suç teşkil eder.

Basit yaralamada alt soy, üst soy, kardeş, eşe karşı işlenirse ceza artar. Ruh ve beden açısından savunmasız kişiye karşı işlenirse, mağdurun kamu görevi yüzünden yaşanırsa cezada artırım yapılır. Canavarca his, silah kullanma, kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanmasıyla yaşanırsa şikayet olmasa bile ceza yarı oranda yükseltilir.

Basit yaralamada kast olduğu gösteren unsurlar bulunmaktadır. Bunlar mahkeme sonucunu büyük ölçüde etkilemektedir. Mağdur ila fail arasında yaşanan olaydan önceye dayanan husumet varsa kast vardır. Olay sırasında kullanılan aletin amacı ila işlevi kararda etkilidir.

Mağdurun aldığı darbelerin sayısı, şiddeti, süresi olayın bilinçli yapıldığını gösterebilir. Saldırıya uğrayan kişinin darbeleri aldığı bölge, saldırganın saldırıyı durdurma sebebi, olaydan sonra izlediği yol ve davranışları yaralamanın kasıtlı olup olmadığını anlamayı sağlamaktadır.

Kamu görevlisinin konumunun verdiği ayrıcalıkları kötüye kullanarak işlediği suçlarda yaralamanın nitelikli halidir. Elindeki imkanlarla suç işleyen görevli için yaralamada nitelikli hal yaptırımları uygulanır. Fakat çalışan görevinin kötüye kullanmamış ise cezası artırılmaz. Eşe karşı işlenen basit yaralamada berat almak zordur. Ancak meşru müdafaa söz konusuysa beraat kararı çıkar.

Eylemin gerçekleşmediği ispatlanmalıdır. Aynı zaman eşin yaralanmasında diğer eşin suçu olduğu kanıtlanamazsa şüpheden sanık yararlanır ilkesi uygulanmaktadır.

Kasten Yaralama (Ağırlaştırılmış Hali)

Kasten yaralama suçu ve cezası belirli şartlarda artmaktadır. Bunlar basit suçun işlendiği kişiye, faile, davranış sonucunda oluşan zarara bağlı değişir. Failin ciddi zarar vermesiyle suçun ağırlaştırılmış hali ortaya çıkar. Yasada ağırlaştırılmış haller aşağıdaki maddelerdir;

  • Organ yahut duyulardan birinin işlevinin devamlı zayıflaması,
  • Mağdurun yüzünde sabit iz kalması, kalıcı konuşma bozukluğu,
  • Hayati tehlike yaratan ciddi yararlar,
  • Mağdurun hamile olması ve fiil yüzünden bebeğin erken doğması,

Sayılan sonuçlar kasten yaralama suçunu netice bakımından ağırlaştıran nedenlerdir. Bu durumlarda verilecek cezalarda artış olmaktadır. Özel veya kamu sağlık kurumlarında çalışan personelin yararlanmasında ceza yarı oranda artırılmaktadır. Sağlık çalışanlarına karşı gerçekleşen fiilde hapis cezası ertelenmez.

Failin davranışı, mağdurda kemik kırılması olursa kasten yaralama ağırlaştırılmış hali yaşanır. Kırılan kemiğin bedendeki yeri mühim değildir. Çıkan kemiğin yaşamsal fonksiyonlara etkisine dikkat edilir.

Adli Tıp Kurumu tarafından kırığın yaşamsal fonksiyonlara etkisine bakarak hafif- orta- ağır biçiminde derecelendirme yapar. Değerlendirme, belirlenen cezanın çıkık yahut kırığın ağırlığı baz alınarak farklı oranlarda artırır. Diş kırıkları, yaralama suçunu ağırlaştırmaz.

Mağdurun planlı davranışı sonucunda ölüm yaşanırsa kasten adam öldürme suçu işlemiş olmaz. Buradaki olay, kasten yaralama suçunun ölümle sonuçlanmasıdır. Yaralayan kişinin ölümden sorumlu olması, yaralanma ila ölüm arasında kurulan illiyet bağı gerektir.

Kasten yaralama suçu neticesi sonucunda ağırlaştırılmış ise cezası belli oranda artırılmaktadır. Örneğin, suç sonucunda kalıcı konuşma zorluğu meydana gelmişse hapis cezası 1 kat artırılır. Yaralanma, mağdurun erken doğum yapmasına neden olmuşsa hapis cezası 3 yıldan az olamaz.

Kasten yaralamada mağdur ölmüşse 8 seneden 18 yıla kadar hapis cezası vardır. TCK m 86/ 1 kapsamındaki suçlarda 8- 12 yıl, TCK 86/3 kapsamına giren suçlarda 12- 18 yıl hapis cezası verilebilir. Mağdurun aldığı bedensel zararın boyutuna göre hükmolunan ceza değişmektedir.

Kasten Yaralama Suçu Hangi Hareketlerle İşlenir?

Serbest hareketli suç olarak tanımlanan kasten yaralamada belli bir hareket aranmaz. Yani kasten yaralama suçu ve cezası herhangi bir davranış sonucu ortaya çıkar. Suça neden olan hareketten çok failin mağdura fiziki acı vermesi, ruh sağlığını bozması, algı yeteneğine zarar vermesi öne çıkar. Bu yüzden tokat atma bile fiziki acı yaşattığı için kasten yaralama suçu kapsamındadır. Silahla yaralama, yumruk atma, yaralamak hedefiyle kesici alet kullanarak cilde çizik atmak kanunda suçtur.  Suça neden olan hareketler çok sayıdadır. Taş, terlik, telefon, madeni para fırlatmanın sebep olduğu yaralar suç sayılır. Ancak hareketler tek başına suçu meydana getiremez.

Kanunda açıklanan suçun diğer faktörleri de mevcut olmalıdır. Tipiklik, hukuka aykırılık, kusurluluk unsurları kasten yaralama suçunu tanımlamaktadır. Etkenlerden birinin eksikliği davranışı suç olmaktan çıkarabilir.

Tipiklik unsurunda odak, mağdurun ruh sağlığı ve bedensel dokunulmazlığının korunmasıdır. Kişinin ruhunda yahut bedeninde hasar bırakan hem pasif hem aktif davranışlardır. Örneğin, yatağa bağlı birinin bakımının ihmal edilmesi pasif eylemle yaralamadır.

Yaralanmanın hukuki gerekçelere dayandığı haller yaşanmaktadır. Bu da hareketin suç unsurunu ortadan kaldırır. Üstün emri, yasal hükümler, mağdurun rızası, hak kullanımı, meşru müdafaa duruma örnek verilir.

Kusurluluk unsurunda failin akıl sağlığının yerinde olmaması, yaşının küçüklüğü, engelli olması gibi etkenler cezanın azaltılmasına sebeptir. Bu tarz durumlarda ceza tamamen kaldırılabilir. Askerlerin ve polislerin ölçüyü aşmadıkları sürece sivillere müdahale hakkı vardır.

Bu sırada yaşanan yararlanmalardaki filler suç sayılmaz. Aynı şekilde amirin emriyle gerçekleştirilen eylemler sonucundaki yaralanmalar suç değildir. Zorunluluk hali, mala zarar verilmesi halinde ortaya çıkar. Mesela kaybolan birinin soğuktan donmamak için başkasının boş evine camı kırarak girmesi zorunluluktur. Ceza verilmesini gerektirmez.

Meşru müdafaa sonucu kasten yaralama yaşanırsa ceza düşürülür. Savunma halinden söz edilmesi için başkasına ya da kişinin kendisine karşı suç işlenmelidir. Suçun gerçekleşmesi kesin olan saldırıya orantılı karşılık vermedir.

Kasten Yaralama Şikayete Bağlı Suç Mudur?

Basit yaralamada şikayet edilmesi gerekmektedir. Mağdur şikayetini bildirdiği takdirde soruşturma ila kovuşturma süreci başlamaktadır. Saldırıya uğrayan kişi polise gitmez ise hiçbir işlem yapılamaz. Kişinin şikayetinden vazgeçmesi de mümkündür. Şikayetin geri alınması halinde dava düşmektedir. Kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi halinde şikayetten vazgeçilse de dava süreci başlatılarak faile ceza verilir.

Şikayete tabii durumda zaman aşımı süresi işlemektedir. Fiilin gerçekleşmesinden itibaren 6 ay içinde failin şikayet edilmesi gerekir. Mağdurun şikayetini geri çekmesi durumunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmektedir. Böylece dava süreci başlamadan sonlanır.

Yalnızca basit tıbbi müdahale ila giderilen suç şikayete bağlıdır. Nitelikli kasten yaralama suçu ve cezası ise resen uygulanır. Suçun nitelikli hallerinde de soruşturma herhangi bir başvuru olmadan yapılır. Ciddi sonuçlar yaratan saldırılarda mağdur yahut yakınlarının şikayetine bakılmaz.

Nitelikli kasten yaralamada emniyet güçleri kendiliğinden harekete geçer. Fiil sonucunda ölüm, mağdurun yüzünde iz kalması, organ ya da duyu kaybı yaşanması halinde resen soruşturma başlatılmaktadır. Üstsoy, altsoy, kardeş ve eşe karşı işlenen suçta da şikayet aranmaz. Basit tıbbi müdahale yapılsa bile adli makamlar takip eder.

Kasten Yaralama Uzlaşmaya Tabi Suç Mudur?

Basit kasten yaralama suçu ve cezası için uzlaşma yoluna başvurulabilir. Soruşturma aşamasında savcılık uzlaştırma bürosuna gönderir. Kovuşturma sürecinde ise mahkeme kararıyla uzlaşma görüşmeleri başlatılır. Uzlaşmanın dışında kalan suçlar;

  • Kardeş, eş, altsoy, üstsoy gibi akrabalara karşı işlenen yaralama,
  • Ruhsal ve bedensel açıdan kendini savunamayan bireye yönelik saldırılar,
  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle yaralanması,
  • Kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanması sonucu yaşanan yaralanma,

Yukardaki maddeler ila silah kullanılan kasten yaralama suçunda uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Soruşturma sırasında Cumhuriyet Savcısı suça dair yeterli şüphe olduğuna inanırsa ve suç uzlaşma koşullarına uygunsa uzlaştırma bürosuna gönderilir. Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yer alan büro gerekli araştırmaları yapmaktadır.

Uzlaştırmada taraflara ulaşılarak konunun detayları araştırılmaktadır. Uzlaşmanın mümkün olup olmadığına dair incelemeler yapılır. Tarafların anlaşması sağlandığında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Uzlaşma sağlanamaz ise şikayete dair iddianame düzenlenerek kamu davası açılmaktadır.

Kasten yaralamanın yanında cinsel saldırı ya da uzlaşmaya tabi diğer suçlar işlemişse hemen dava açılmaktadır. Örneğin, eşini yaralayan fail hakkında şikayet olmasa da dava açılır. Suçun basit tıbbi müdahale gerektirmesi sonucu değiştirmez. Soruşturma devam ettirilmesini engellemez.

Kamu davası açılmışsa dava sürdürülerek faile ceza verilir. Bu durumda savcılık dava zamanaşımı süresi içerisinde her an resen soruşturma başlatabilir. Süre dolmadan şikayet hakkına sahip herkes şikayetçi olarak davayı takip edebilir. Şikayetçiler davaya müdahil sıfatıyla katılmaktadır.

Yaralamaya dair birden fazla şüpheli varsa her biri için ayrı ayrı uzlaşma sağlanmalıdır. Faillerden sadece biriyle uzlaşma sağlanırsa diğerleri hakkında kamu davası açılmaktadır. Yani yalnızca uzlaşan şüpheli uzlaşmadan yararlanıp, kamu davasından kurtulacaktır.

Kasten Yaralama Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

TCK m. 86′ da düzenlenen kasten yaralama suçunun nitelikli ve basit haline bakılarak basit yargılama usulü uygulanmaktadır. Suç, Asliye Ceza Mahkemesi’ nin görev alanına girer. Suçun neticesi nedeniyle ağırlaşması durumlarından olan ölüm durumunda davaya Ağır Ceza Mahkemesi bakmaktadır.

Yargılama süreci, olayın gerçekleştiği yer Asliye Ceza yahut Ağır Ceza Mahkemesince görülür. Kasten yaralama suçu ve cezası davaları dışında tazminat davası açılabilmektedir. Yüzünde ömür boyu taşıyacağı iz kalan mağdur, faile maddi- manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir.

Bireyin vücut sağlığının bozan zarar nedeniyle hastane masrafları, tedavi giderleri, ilaç maliyetlerini karşılayamaz ise davayı açar. Çalışamaz hale geldiğinden dolayı gelir kaybetmişse ya da devamlı maluliyet olmuşsa bütün zararının saldırgan tarafından karşılanması isteyebilir.

Kasten yaralama suçunda maddi zarar yüzünde açılan davada malvarlığında azalma ila yaralanma fiili arasında illiyet bağı olması şarttır. Örneğin, kalıcı organ kaybı nedeniyle çalışamaz hale gelen mağdur şüphelinden maddi tazminat talep edebilir.

Davalı ila davacının ekonomik durumları, olaydaki kusur oranları, olay zamanın paranın alım gücü vb. etkenler dikkate alınarak tazminat oranı belirlenir. Tazminat davaları, ceza davasında ayrı olduğundan görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi ‘ dir.

Kasten Yaralama Suçu Paraya Çevrilir Mi?

Kasten yaralama suçu ve cezası paraya çevrilmektedir. Ancak basit halleri nedeniyle verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Hapis hükmü verilmeden par cezası verilebilir. Hem hapis hem de para cezası aynı anda verilmez.

1 yıldan daha kısa süreli verilen hapis cezalarında adli para cezasına çevirme uygulanır. TCK’ ya göre ceza için ödenecek tutarın belirlenmesinde 5 günden az, yasada tersi açıklanmayan hallerde 730 günden çok olmamak üzere tam gün olarak hesaplanmaktadır.

Bir gün karşılığı belirlenen tutar ila tespit edilen gün sayısı çarpılarak hesaplanır. Ödeme, hükümlü tarafından Devlet hazinesine yapılır. 1 günün karşılığı 20 TL- 100 TRY aralığındadır. Belirlenmesinde bireyin mali durumu ila kişisel hali dikkate alınır.

Uygulamada çoğunlukla 20 TL’ den hesaplama yapılmaktadır.1 yılı geçmemek kaydıyla mehil verilmektedir.  Hakim kararıyla taksitlendirme yapılabilmektedir. Taksit miktarı dört veya üstü olmalıdır, taksit süresi ise 2 yılı aşmamalıdır.

Taksitin gecikmesi, geriye kalan bütün tutarın alınmasına sebeptir. Kalan kısım için faile hapis cezası verilir. Para cezasının ödenmemesi halinde hapis hükmü uygulanır. Cezanın hapse çevrilmesinde sürenin bedeli 100 TL olarak hesaplanır.

Hapiste yatarken paranın ödenmesiyle erken tahliye edilme söz konusudur. Hapiste kalınan gün sayısı, ödenen para miktarından düşülerek ceza tahsil edilmektedir. Adli para cezasını ödeyen hükümlüler tahliye edilmektedir. Hakkında yakalama kararı olan kişiler para cezasını ödediklerinde karar kaldırılır.

Kasten Yaralama Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilir Mi?

Ceza Muhakemesi Kanun’ da Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması açıklanmaktadır. HAGB şeklinde kısaltılan durumda sanığa verilen cezanın belirli şartlarda iptal edilmesidir. HAGB’ nin koşulları;

  • Sanığın aldığı hapis cezası 2 yıl yahut daha kısa süreli olması, failin para cezası alması.
  • Duruşma esnasındaki hareketleri, çevresine davranışı, kişilik özelliklerini dikkate alan hakimin tekrar suç işlemeyeceğine inanması.
  • Kişinin önceden kasıtlı suçtan aldığı mahkumiyetinin olmaması.
  • Kamunun ya da mağdurun zararının telafi edilmesi.
  • Sanık hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmek zorundadır.

Sayılan maddeler, kanunda HAGB kararının çıkması için olması gereken şartlardır. Bunlar, kasten yaralama suçu ve cezası davalarında da geçerlidir. Somut olayda görülen davada HAGB verilebilir.

Kasten yaralama suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında sanığını mahkeme karşısında olumlu davranışlarda bulunması gerekir. Hareketleri, konuşmasıyla mahkemeyi bir daha suç işlemeyeceğine inandıran sanık hakkında HAGB kararı verilmektedir. Bu durumda 5 yıl denetimli serbestlik süresi devreye girer.

Denetimli serbestlikte fail 5 sene boyunca hiçbir suça karışmaz ise hüküm açıklanmaz. Suç failin siciline işlenmez ama denetim sürecinde kanuna aykırı herhangi bir davranış gerçekleştirilmemelidir. Denetin sürecinde kişinin meslek sahibi olmasına ilişkin eğitim programına katılması gibi unsurlara önem verilir.

Mesleğinin yahut sanatının olması durumunda, özel sektörde ya da kamu sektöründe aynı meslekten birinin gözetiminde kalarak ücret karşılığı çalışmasına karar verilebilir. Sanık, 18 yaşından küçük ise denetim süresi 3 yıl olarak uygulanmaktadır.

Sanığın daha evvel taksirle yani kazayla suç işlemesi, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararının olması HAGB kararı çıkmasına engel teşkil etmez. Kasıtlı suç işlemeden tamamlanan denetim sürecinden sonra karar açıklanma ve sicil kaydı temiz kalır.

Fakat özel bir kayıt açılarak kontrolün savcılar ila hakimlerde kalması sağlanır. İstinaf ya da temyiz yoluna gidilemez ama itiraz hakkı vardır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında itiraz süresi 7 gündür.

Kararın uygulanmasında tüm koşulların sağlanması gerekmektedir. Sanık karara itiraz ederse HAGB uygulanması mümkün değildir. Dilekçe gönderilerek yapılan itirazda ilk merci kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi’ dir. Mahkeme dilekçeyi yerinde bulmazsa bir üst makama iletir.

Ayrıca bu suçta hükmün ertelemesi kararı verilebilir. Kasten yaralamanın cezası 2 yıl ya da altında olursa hüküm ertelenebilir. Ancak kuralın istisnası sağlık çalışanlarının görevleri başında saldırıya uğrayarak yaralanmalarıdır. Sağlıkçılara yönelik davalarda hüküm ertelemeden uygulanmaktadır.

Kasten Yaralama Suçu Haksız Tahrik

Türk Ceza Kanunun düzenlediği haksız tahrik, kişinin maruz kaldığı şiddet veya şiddetli üzüntü yaratan durumlarda işlediği suç için indirim almasıdır. Haksız tahrikte bireyin işlediği suçtaki kusur derecesini azaltmasıdır. Bu kural, kasten yaralama suçu ve cezası dahil tüm suçlarda geçerlidir.

Bilerek yaralamada haksız tahrik hükmünde yararlanama için kanunda belirtilen şartlar sağlanmalıdır. Tahrik yaratan haksız bir fiil yaşanmalıdır. Şüpheli olay anında şiddetli üzüntü- keder ya da öfke etkisinde hareket etmelidir.

Haksız tahrike sebep olan bir eylem gerçekleşmelidir. Mağdurun yaptığını somut davranış olmadan tahmin yahut şüphe üzerine suç meydana gelmişse tahrik indirimi uygulanamaz. İşlenen suç kişiye yapılan tahrik yüzünde yaşanmalıdır. Haksız tahrikte en önemli nokta mağdurun saldırmasıdır.

İlk mağdur tarafında haksız fiil gerçekleştirilmişse sanığın cezasında indirim uygulanır. Yasada tahrik yaratan davranış, sanık iradesi, somut olayın niteliklerinin hakim tarafından değerlendirilip belirli oranda indirim yapılmasını belirtir.

Saldırıya uğrayanın her davranışı haksız fiil olarak kabul edilemez. Hareketin hukuk düzeninde koruma altına alınmış bir değere zarar vermesi zorunludur. Beden, ruh, şahsiyete zararı bulunan davranışlar sonucunda haksız tahrik kararı verilmektedir.

Sanığa verilecek cezaların sınırları kanunda açıklanmaktadır. Mağdurun yüzünde kalıcı hasara sebebiyet veren yaralamada alt sınır 8 yıldır. Fakat haksız tahrik varsa cezada 1/4 ila 3/4 oranında indirim uygulanır. Yani failin kışkırtılması cezanın büyük oranda düşmesine sebeptir.

Mesela, yaralama suçundan 5 yıl ceza alma ihtimali bulunan sanık, haksız tahrik altında hareket etmişse cezasında indirim yapılır. Hüküm koşullarına göre tahrik kanıtlanırsa 4 yıl veya 1 yıl ceza alabilir. Haksız tahrikin derecesi uygulanan indirim oranını belirlemektedir. Zaman zaman tartışmalara sebep olan haksız tahrik sanık yararına uygulamalardandır.

Kasten Yaralama Suçu Zamanaşımı Süresi Nedir?

Basit kasten yaralama suçu ve cezası için uygulanan zamanaşımı süresi 8 yıldır. Zamanaşımı suçun işlendiği tarihten başlamaktadır. Şikayet gereksin yahut gerekmesin bütün kasten yaralama suçlarında süre aynıdır.

Sadece suçun şikayetin bildirilmesi için öngörülen zamanaşımı farklıdır. Şikayete tabii kasten yaralamada 6 içinde savcılığa başvurulması gerekmektedir. Nitelikli kasten yaralama suçlarında 15 yıldır. Bu sürede suç için yasal takibi, mahkeme tarafından karar verilmesi zamanaşımının kesilmesine ya da durmasının nedenidir.

Belirtilen sürelerde ihbar veya şikayet üzerine soruşturma başlatılmaktadır. Ayrıca Cumhuriyet savcılığı kendiliğinde soruşturma kararı verebilir. Bunlardan biri olmadan söz konusu suçtan dolayı kişilere ceza verilmez. Teşebbüs, içtima, iştirak, tekerrür kasten yaralamada özel görünüş halleridir. Suçun cezasına etki eden haller hapis süresini ve adli para cezasının miktarını etkiler.

Kasten Yaralama Suçu Yargıtay Kararları

Kişiye acı veren, algı yeteneğine zarar veren, sağlığını bozan tüm davranışlar kasten yaralamadır. Buradan hareketle yumruk, kulak çekme, iteleme, tekme, bıçaklama, terlik veya sopayla vurma gibi pek çok şekilde suç işlenebilir. Yargıtay kararları, kasten yaralama suçu ve cezası konusun fazlasıyla geniş olduğunu göstermektedir.

2021 tarihli kararda müştekinin yüzüne yumruk atan sağın basit yaralama suçu işlediğine hükmedilmiştir. Atılan yumruk sonucu mağdur, dükkanının cam çerçevesine çarpıp yere düşmüştür. Sanık durmamış yere düşen müştekiye tekme ve başka bir cisimle vurduğu için ceza almıştır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bir kararında sağının önceden husumeti olan müşteki ve kızı üzerine arabasını sürmesi kasten yaralama teşebbüsüdür. Başka bir emsalde aralarında tartışma çıkan taraflardan birinin diğerini itmesi kasten yaralamadır.

Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2010 tarihli kararında çaydanlık silah olarak kabul edilmiştir. Mağdura fırlatılan çaydanlığın verdiği fiziki zararın boyutu yüzünde bu karar alınmıştır. 2008′ de sıcak su silah sayılmıştır.

Bu örnekler çoğaltılabilir, Yargıtay birçok eşyayı silah olarak nitelendirmesinde çeşitli faktörler etkilidir. Bunlar kullanılan aletin amacı, mağdura verdiği zarar, hangi amaçla bulundurulduğu vb. etkenlerdir. Örnek kararlarda kamçı, taş, baston, İngiliz anahtarı gibi değişik aletler silah hükmünde sayılmıştır.

Mağdurun ileri yaşta olması, uyuması, malul- hasta olma, fiziki açıdan güçsüzlüğü Yargıtay kararlarında suçun nitelikli halini önlemez. Akıl hastalığı, yaş küçüklüğü, yürüme ila görme özrü de aynı şekilde kasten yaralamanın kendini savunamayacak durumdaki kişiye yapıldığı şeklinde kabul edilir. Bu hallerde ceza artışı yapılmaktadır.

T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
E. 2017/6381 K. 2019/6015 T. 10.6.2019
• KASTEN YARALAMA SUÇU ( Sanıklara İsnat Edilen Eylemin Sanıkların Hareketlerinin Tek Bir
İradi Karara Dayalı Olması ve Aralarında Yer ve Zaman Bakımından Bağlantı Bulunması Nedeniyle Bir
Bütünlük Oluşturduğundan Hukuken Tek Olduğu ve Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması
Suretiyle Kasten Yaralama Suçunu Oluşturduğu )
• TEK BİR İRADİ KARARA DAYALI HAREKET ( Kasten Yaralama Suçundan Mahkumiyet Atılı
Diğer Suçtan İse Beraat Hükümleri Kurulduğu Ancak Sanıklara İsnat Edilen Eylemin Sanıkların
Hareketlerinin Tek Bir İradi Karara Dayalı Olması ve Aralarında Yer ve Zaman Bakımından Bağlantı
Bulunması Nedeniyle Bir Bütünlük Oluşturduğundan Hukuken Tek Olduğu )
• KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA DAİR KARAR ( Eylemler Bir Bütünlük
Oluşturduğundan Hukuken Tek Olduğu ve Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suretiyle
Kasten Yaralama Suçunu Oluşturduğu Ayrıca Kasten Yaralama Suçunun Oluşmadığı – Kasten Yaralama
Suçundan Karar Verilmesine Yer Olmadığına Şeklinde Hüküm Kurulması Gerektiği )
• HÜKÜMDE KARIŞIKLIĞA YOL AÇILMASI ( Kasten Yaralama Suçundan Karar Verilmesine Yer
Olmadığına Karar Verilmesi Gerekirken Vasfın Bölünemeyeceği Gözetilmeden Suç Vasfında Yanılgıya
Düşülerek Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suretiyle Kasten Yaralama Suçundan Ayrıca
Beraat Kararları Verilerek Karışıklığa Neden Olunmasının Hatalı Olduğu ) 5237/m.86
ÖZET : İddianamede aynı eylemle ilgili olarak sanıklar hakkında hem kasten yaralama hem de zor
kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçlarının oluştuğundan bahisle
kamu davaları açıldığı, mahkemece kasten yaralama suçundan mahkumiyet, atılı diğer suçtan ise beraat
hükümleri kurulduğu ancak sanıklara isnat edilen eylemin, sanıkların hareketlerinin tek bir iradi karara
dayalı olması ve aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunması nedeniyle bir bütünlük
oluşturduğundan, hukuken tek olduğu ve zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten
yaralama suçunu oluşturduğu, ayrıca kasten yaralama suçunun oluşmadığı gözetildiğinde; kasten
yaralama suçundan karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, vasfın
bölünemeyeceği gözetilmeden, suç vasfında da yanılgıya düşülerek zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın
aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan ayrıca beraat kararları verilmek suretiyle karışıklığa neden
olunması, hatalıdır.
DAVA : Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Sanıklar …, … ve … hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten
yaralama suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun
olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin
ONANMASINA,
Sanıklardan … ve … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet ve zor kullanma yetkisine
ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz
itirazlarının incelenmesinde ise;
İddianamede aynı eylemle ilgili olarak sanıklar hakkında hem kasten yaralama hem de zor kullanma
yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçlarının oluştuğundan bahisle kamu davaları
açıldığı, mahkemece kasten yaralama suçundan mahkumiyet, atılı diğer suçtan ise beraat hükümleri
kurulduğu ancak sanıklara isnat edilen eylemin, sanıkların hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı
olması ve aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunması nedeniyle bir bütünlük
oluşturduğundan, hukuken tek olduğu ve zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten
yaralama suçunu oluşturduğu, ayrıca kasten yaralama suçunun oluşmadığı gözetildiğinde; kasten
yaralama suçundan karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, vasfın
bölünemeyeceği gözetilmeden, suç vasfında da yanılgıya düşülerek zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın
aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan ayrıca beraat kararları verilmek suretiyle karışıklığa neden
olunması,
Kabule göre de; Sanık … hakkında;
5271 Sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın giderilmesi koşulu öngörülmüş ise de bu koşulun
aranabilmesi için suçun niteliğine veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada somut ve
belirlenebilir maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, somut olayda ise bu nitelikte bir zararın
bulunmadığı gözetilerek, silinme koşulları oluşan sabıka kaydı bulunan sanığın kişilik özellikleri ve
duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak
kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi
gerekirken, 231/6. maddedeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin, dosya içeriğine
uymayan “adli sicil kaydında gözüken ilamları” şeklindeki yasal olmayan yetersiz gerekçeyle sanık
hakkında CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Sanık … hakkında;
5271 Sayılı CMK’nın 231/8. maddesine, 28/06/2014 tarihli ve 29044 Sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’un 72. maddesiyle eklenen “Denetim süresi içinde, kişi
hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.”
şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, buna
karşılık dava konusu somut olayda suç, bahse konu yasal değişiklikten önce, 05/07/2010 tarihinde
işlendiğinden, yasal engel oluşturmayacağı gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilip verilmeyeceğinin CMK’nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle hakim tarafından
değerlendirilmesinde yasal zorunluluk bulunduğu, bu itibarla sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki
tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre
sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi
gerekirken, CMK’nın 231/6. maddesinde yer alan objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin
“adli sicil kaydında gözüken ilamları” şeklindeki yasal olmayan yetersiz gerekçe ile 5271 Sayılı CMK’nın
231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri
kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilen her iki sanık hakkında, 53/5.
maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve
yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve sanıklardan … ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu
itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321.
maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2021/10353 K. 2021/13804 T. 17.5.2021
• KASTEN YARALAMA SUÇU ( Uzlaşmaya Tabi Hale Geldiği Anlaşılmakla Uzlaşma Hükümlerinin
Uygulanması ve Sonucuna Göre Sanıkların Hukuki Durumunun Bu Kapsamda Tekrar Değerlendirilip
Belirlenmesinde Zorunluluk Bulunduğu )
• TEHDİT SUÇU ( Sanıklardan Birinin Katılana Karşı Kasten Yaralama Suçuyla Birlikte İşlediği İddia
Edilen Tehdit Suçundan Beraat Etmesi ve Diğer Sanıklar Hakkında Katılana Karşı Kasten Yaralama
Suçuyla Birlikte İşlediği İddia Edilen Tehdit Suçunun da Uzlaştırma Kapsamına Alındığı Gözetilerek
Sonuca Gidilmesi Gerektiği )
• UZLAŞMA ( Katılana Karşı Kasten Yaralama Suçuyla Birlikte İşlediği İddia Edilen Tehdit Suçunun
da Uzlaştırma Kapsamına Alındığı – Sanığın Üzerine Atılı Suçun Uzlaşmaya Tabi Hale Geldiği
Anlaşılmakla Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanması ve Sonucuna Göre Sanıkların Hukuki Durumunun Bu
Kapsamda Tekrar Değerlendirilip Belirlenmesi Gerektiği ) 5237/m.86,106 5271/m.253,254
ÖZET : Sanıklardan birinin katılana karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlediği iddia edilen TCK’nın
106/2-a-c maddesi kapsamındaki tehdit suçundan beraat etmesi ve diğer sanıklar hakkında katılana karşı
kasten yaralama suçuyla birlikte işlediği iddia edilen TCK’nın 106/1-1cümlesi kapsamındaki tehdit
suçunun da uzlaştırma kapsamına alınması karşısında; TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten
yaralama suçunun CMK’nın 253/3. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, aynı
kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanıkların
hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile
suç tarihine göre, sanık … hakkında mala zarar verme suçundan verilen adli para cezasının kesin olması
nedeniyle temyiz isteğinin reddine dair verilen ek kararın temyiz edilmediği, sanıklar …, … ve …
hakkında müşteki … ile mağdur …’ya yönelik tehdit eylemlerinden gerekçe ve hüküm kısmında
değerlendirme yapılarak hüküm kurulduğu ve sanıklar … …, … ve …’ın temyiz dilekçeleri içeriğinden
yalnızca sanık sıfatıyla temyiz talebinde bulundukları belirlenerek dosya görüşüldü:
KARAR : A- )Sanıklar … ve … hakkında, katılanlar …, … ve …’a yönelik tehdit eylemlerinden hüküm
kurulmadığı ve dava zamanaşımı içerisinde mahkemesince bu hususta karar verilebileceği anlaşılmakla;
o yer Cumhuriyet savcısının, tebliğnameye aykırı olarak temyiz davası isteği hakkında KARAR
VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B- )Diğer hükümlere yönelik temyiz taleplerine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan
incelemede;
1- )Sanık … hakkında katılanlar … ve …’a yönelik tehdit ve katılan …’a yönelik kasten yaralama, sanık …
hakkında katılanlar … ve …’a yönelik tehdit ve katılanlar … ve …’a yönelik kasten yaralama, sanık …
hakkında katılanlar … ve …’a yönelik tehdit ve katılanlar …, … ve …’a yönelik kasten yaralama
suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’a yönelik kasten
yaralama suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden;
a- )Sanıklar …, … ve …’a yükletilen tehdit ve kasten yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı
zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen
duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz
denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani
kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Cezaların kanuni
bağlamda uygulandığı,
B-) Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan beraat
hükümlerinin de usul ve Kanuna uygun olduğu,
Anlaşıldığından, sanıklar … ve … ile katılan sanık Cihat Çay müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde
görülmemiş olmakla, tebliğameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE
HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- )Sanık … hakkında katılan …’e yönelik kasten yaralama suçu, sanık … hakkında katılan …’a yönelik
kasten yaralama, sanık … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama, sanık … hakkında katılan …’a
yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- ) Sanık … hakkında katılan …’e yönelik kasten yaralama suçu, sanık … hakkında katılan …’a yönelik
kasten yaralama, sanık … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümler
yönünden;
Sanık …’in katılan …’a karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlediği iddia edilen TCK’nın 106/2-a-c
maddesi kapsamındaki tehdit suçundan beraat etmesi ve sanıklar Şehmus ile İ. B. hakkında katılan …’e
karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlediği iddia edilen TCK’nın 106/1-1cümlesi kapsamındaki tehdit
suçunun da uzlaştırma kapsamına alınması karşısında; TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten
yaralama suçunun CMK’nın 253/3. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, aynı
kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanıkların
hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmaması,
b- ) Sanık … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden;
17/10/2019 gün ve 7188 Sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit
Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 Sayılı
Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının ( d ) bendinde yer alan “hükme bağlanmış”
ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla
“basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi
karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden;
Anayasa’nın 38. maddesiyle 5237 Sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden
değerlendirme yapılması zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar Sanık …, … ve … ile katılan … vekilinin temyiz itirazları bu
nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN
BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere
dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum yapın

Hemen Ara