Tapu İptali Ve Tescil Davası

Tapu iptali ve tescil davası, usulsüz ve yolsuz bir şekilde yapıldığı iddia edilen, daha önceden oluşturulmuş ilgili tapu davasının hukuka uygun olarak düzenlenmesi için açılan dava türüdür. Bu dava türünde mahkeme için kesin karar verilmeden icra edilemez.

Mülkiyet hakkını temin eden bir kişinin ayni hakkı ihmal eden kişiden gerekli tapu ve değeri almasına yönelik davadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında değerlendirilen bu davada sözleşmeye dahil olan ülkelerdeki devletlerin mülkiyet hakkı ihlal edilen bireye geçerli bir koruma sağlaması zorunludur.

Eğer mülkiyetinizin haksız kullanılması konusunda iç hukuka başvurduysanız ve geçerli bir çözüm alamadıysanız AİHM’e başvuru yaparak İnsan Hakları Sözleşmesince sorununuzun giderilmesini sağlayabilirsiniz.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Yargıtay Kararları

T.C.

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2012/7158
  3. 2012/7355
  4. 14.6.2012
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Ehliyetsizlik ve Muris Muvazaası Nedeniyle – Tapu Kaydına Dayanılarak Açılan İptal Davasında Ayrıca Tescil İsteğinin Bulunmamasının Davanın Reddi Sebebi Sayılmayacağı/Tescil Davası Açılması İçin Önel Verilmesi Gereği )
  • TAPU TESCİL TALEBİNİN BULUNMAMASI ( Davacının Sadece Tapu İptali İsteminde Bulunması Halinde/Tescil Davası Açması İçin Önel Verilerek Her İki Davanın Birleştirilmesi Gerektiği – Daha Sonra İddia ve Savunma Doğrultusunda Karar Verileceği )
  • DAVACIYA ÖNEL TANINMASI ( Davacının Sadece Tapu İptali İsteminde Bulunması Halinde/Tescil Davası Açması İçin Önel Verilerek Her İki Davanın Birleştirilmesi Gerektiği – Tapu İptali ve Tescil Davası/Davaların Birleştirilmesi/Mehil )

4721/m. 1024

KARAR : Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı ( kayıtsız ) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi -genel ilke ile bağdaşmaz. Nevarki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. ( YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı. )

Hal böyle olunca, davacıya tescil davası açması yönünde önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki davayla birleştirilmesi, ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda araştırma, inceleme ve soruşturma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile,hükmün açıklanan nedenden ötürü ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile ) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Zamanaşımı

Tapu iptali ve tescil davasının açılması için herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmaz. Mülki alanı ihlal edilen kişi istediği zamanda dava açma hakkına sahiptir. Bu davanın temel dayanağı mülkiyet hakkı olduğu için herhangi bir sınırlama getirilmesi mümkün değildir.

Tapu iptali ve tescil davasında görülen zamanaşımı ise kazandırıcı zamanaşımı olarak isimlendirilen dava türünde bulunur. Bu dava türüne göre 20 yıl önce inşa edilmiş ve gaip olarak belirlenmiş bir gayrimülkiyet, mülkiyetin sağlandığı alanın hakkı olan kişiye ait olarak kaydedilebilir. Bu durumda mülkiyetin yeni sahibi mülkiyet hakkını sağlayan kişi olacaktır.

Tapuya daha önce kaydedilmiş olan bir gayrimenkulün kazandırıcı zamanaşımı ya da diğer dava yöntemleri ile alınması bir kural ile belirlenemez. Ancak, 20 yıl önce gerçekleştirilmiş tapu işlemine yönelik tapu sahibinin kim olduğu bulunamıyor ise mülkiyet sahibi kişi gayrimenkule sahip olabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Dilekçe Örneği

Tapu iptali ve tescil davası dilekçe örneği için aşağıdaki gibi bir dilekçe hazırlanabilir;

  • Dilekçenin en üst bölümüne ….. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’ne başlığı atılarak ilgili mahkemeye hitaben başlangıç yapılmalıdır.
  • Başlığın altına sırası ile davacı, davacı TC, vekili, davalılar, davalıların adresi ve TC kimlik numarası, konu ve dava değeri yazılmalıdır.
  • Daha sonra açıklamalar bölümü eklenmelidir. Örnek açıklamalar metini şu şekilde olabilir; Davacı müvekkilim olan kişi davalılar ile ….. şeklinde bir bağlantıya sahiptir. …. İli ….. İlçesi ….. Mahallesi …. Parsel sayılı taşınmazın tüm hakkı ve hisseleri şahsıma aittir. Burada dava konusunun içeriğinin kalan bölümü detaylı bir şekilde yazılmalıdır. Hazırlanan dilekçe açacağınız dava nedenine özel olarak düzenlenmelidir.
  • Açıklamalar bölümünün altına deliller bölümü eklenir. Burada tapu kayd, bilirkişi, satış vaadi sözleşmeleri ve benzeri belgeler eklenebilir.
  • En sona ise sonuç bölümü eklenerek dava sonucunda kişinin neler talep ettiği yazılır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Harç

Tapu iptali ve tescil davasının açılabilmesi için evrakların tesliminin yanında harç tutarının da ödenmesi gerekir. Bu dava türünde diğer davalarda olduğu sabit yani nispi karar harcı bulunmaz. Açılan davanın değerine oranla bir harç ödemesi yapılır.

Bu dava türünde ödenecek tutar dava değerinin dörtte biridir. Yani açmak istediğiniz davanın sonucunda istenen değerin binde 68,31’i ödenmelidir.

Dava harcı için belirlenmiş olan bu miktar davanın başvurusu yapılırken nakit olarak ödenmelidir. Bu tutar dava bitiminin ardından kişinin kazanması ya da kaybetmesi durumunda ödeyeceği bir ücret değildir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası İyi Niyetli 3. Kişi

İyi niyet, Türk Medeni Kanunu 4721 sayısı içerisinde 3. Ve 1024. Maddesince düzenlenerek tapu iptali ve tescil davası içerisinde yer almıştır. İyi niyetli üçüncü kişi, dava içerisinde bir hakkın kazanılması aşamasında iken o hakkın yolsuz olabileceğini bilmeyen ya da dava içerisinde yolsuz olarak sayılamayacak olan kişidir.

Medeni Kanunu’nun 1023. Maddesi uyarınca tapu sicilinde iyi niyetli üçüncü kişinin kazanımı geçerli olarak kabul edilmiştir.

Eğer tapu tescili yapılmasını sağlamak istiyorsanız iyi niyetle hareket edilmesi gerekir. Taşınmazın tescili yapılırken tutarsız ve uyuşmaz davanışlar olduğunu gören bilir kişi tescilin alınması için iyi niyetle hareket etmediği düşüncesi kabul edilebilir. Elde edilen bu yargı dava içerisinde yargılamanın her adımında öne sürülerek davanın olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Bilirkişi Raporu Örneği

Tapu iptali ve tescil davası içerisinde sunulan ek belgelerden biri bilirkişi raporudur. Bu raporun bilirkişi tarafından oluşturulmuş ve imzalanmış olması gerekir.

Bilirkişi raporu örneği şu şekildedir;

  • Raporun en başında T.C. Yargıtay ve ilgili hukuk dairesi yazılır.
  • Başlığın altına E, K ve T numaraları yazılır. Bu numaralar her bir dosya için özel düzenlenen numaralardır.
  • Numaraların altına “Tapu iptali ve tescil bilirkişi ek raporu” olarak bir başlık atılır ve açıklamalar kısmına geçilir.
  • Açıklamalar bölümünde bilirkişi davaya uygun kanunlara istinaden inceleme yapar.
  • Bilirkişi tüm incelemeleri yaptıktan sonra gereği düşünüldü diyerek rapor içerisinde hangi nedenlerle nasıl sonuca vardıklarını anlatır. En son olarak ise sonuç (olumlu ya da olumsuz) raporun en son bölümüne eklenir.
  • En son olarak ise sonuca hangi tarihte ulaşıldığı ve raporun ne zamandan itibaren geçerli olduğuna ilişkin detay düşülür.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi

Tapu iptali ve tescil için oluşturulmuş davalarda kanuna aykırı ve usulsüz olarak düzenlendiği iddia edilen tapu kaydının mal ve mülkiyet hakkı kapsamınca kanuni hale getirilmesi sağlanır. Bu dava sonucunda tapu üzerinde yer alan isim değişiklik gösterebilir.

Tapunun iptali davası içerisinde temel alınan kanı mülkiyet hakkı yani taşınmazın aynı olduğu için dava sonucu kesinleşmeden kişilerin bu taşınmazı icraya koyabilmesi mümkün değildir.

Ancak, oluşturulmuş dava ile taşınmazın satılması durumunda elde edilen tutar tazminata çevrilmiş ise mülkiyet hakkı aranmaz. Bu durumda ilam kesinleşmeden kişilerin taşınmazı icraya koyması mümkündür.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Avukatlık Ücreti

Açılmış olan davalarda takip ve oluşturma sürecine hakim olan avukatlar için Türkiye genelinde uygulanan asgari ücret tarifesi bulunur. Bu tarife ile avukatların davadan alacağı ortalama avukatlık ücreti belirlenmiş olur.

Asliye Hukuk Mahkemeleri içerisinde değerlendirilen tapu iptali ve tescil davası avukatlık ücreti 6,900 TL olarak belirlenmiştir. Ancak bu ücret asgari olarak belirlenmiştir ve davanızın gidişatı, uzunluğu ya da zorluğu gibi durumlarda değişiklik gösterebilir.

Ayrıca davanızı gerçekleştireceğiniz tarih de belirlenmiş olan bu fiyatın değişiklik göstermesine neden olabilir. Avukatlık ücretleri belirli aralıklarla yeniden hesaplanarak güncelleme işlemi gerçekleştirilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Şartları

Tapu iptali ve tescil davasının açılabilmesi için belirli şartların karşılanması gerekir. Bu şartlar şu şekildedir;

  • Tapu iptali ve tescil davasının oluşturulabilmesi için eskiden oluşturulmuş bir tapunun usulsüz ya da haksız bir yol ile alındığına ilişkin iddiaların olması gerekir.
  • Haksız ve yolsuz oluşturulmuş tapu nedeni ile kendi haklarından yoksun kalan kişiler bu davayı açma talebinde bulunarak hakları olan gayrimenkulün alınmasını sağlayabilir.
  • Bunun yanında bir ayni hakkın kullanım süresini doldurması ile tescilin her türlü hukuki değeri kaybolduğunda taşınmaz maliki, haksız kullanım sağlayan kişinin terkini isteyebilir.
  • Bu davanın içerisinde bulunan davacı kişi oluşan tapudan kaynaklı hakkı zedelenen ya da gerçekleşmiş işlemden zarar gören kişidir.
  • Ayrıca oluşturulmuş tapu üzerinde herhangi bir yanlış bilgi bulunuyor ise de dava açılarak düzeltilme işlemi gerçekleştirilebilir.
  • Tapu iptali ve tescil davaları şu nedenlerden kaynaklı açılabilir; aile konutu ve aile hakları nedeni, yapılmış olan yanlış hesap hatası, ölünceye kadar bakma ile anlaşılan sözleşme nedeniyle, muris muvazaasından kaynaklı dava açılabilir.
  • Açılan tapu iptali ve tescil davalarının mutlaka Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yöneltilerek oluşturulması gerekir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Adli Tatil

Adli tatil, adliye için özel olarak belirlenmiş tatildir ve bu tatil sürecinde yalnızca bazı dava türlerinin devam edilmesi işlemi gerçekleştirilir. Adli tatilde görülmeye devam eden dava türleri şu şekildedir;

  • Nüfus davaları: Nüfus kaydının düzeltilmesi, velayet, soy bağı ve vesayete ilişkin davalar.
  • İşçi: İş sözleşmesine ilişkin olarak açılmış davalar.
  • Maddi: Yoksulluk, tedbir ve yardım nafakaları, ticari defterlerin ya da kıymetli evrakların kaybında kayıp belgesi, iflas ve konkordato davaları gibi davalar.
  • Bunların dışında bir da mahkeme tarafından adli tatil sürecinde keşfine ya da işlenmesine devam edilmesi kararı çıkan davalar adli tatil sürecinde devam eder.

Tapu iptali ve tescil davaları, adli tatil sürecinde devam edilmez. Yani davanızın değerlendirme sürecinde adli tatile denk gelinir ise tatil süresi boyunca dosyanızda herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Ancak hakiminiz gerekli görülmesi durumunda davanızın adli tatilde de araştırılmaya devam edilmesine yetki verebilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası İpoteğin Fekki

İpotek, belirli bir miktarda mal ya da para alınması sırasında ödeme işlemi için satıcı olan kişiye verilen güvencedir. Bu güvence temel olarak alınan borca ilişkin ödeme gerçekleştirilmez ya da gerçekleştirilemez ise ödeme işleminin gerçekleştirilmesi için verilir.

Ancak borçlu borcunu tamamladıktan sonra tapu üzerinde yer alan ipoteğin fekki başvurusunda bulunabilir. Bu durumda kişi borcunu ödeyerek tamamladığı için malın üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve kişiye malın yeniden sağlanması amaçlanır.

Normal şartlarda borçlu alacaklıya tüm ödemesini tamamladıktan sonra ipoteğin fekki başvurusunda bulunur ve alacaklı ipoteğin kaldırılmasını sağlar. Bazı durumlarda ise borç tamamlandığı halde alacaklı ipotek işlemini kaldırmaktan yana davranışlar sergilemeyebilir.

Bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunarak hak sahibi kişinin hakkını alması sağlanır. Eğer ipotek konut ya da tüketici kredisine yönelik belirlenmiş ise de Tüketici Mahkemesi gerekli işlemlerin yapılmasını sağlar.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Temyiz Harcı

Tapu iptali ve tescil davası içerisinde temyiz harcı için belirlenmiş kesin yani maktu bir harç bulunmaz. Bu dava içerisinde öncelikle davanın değeri tahmini olarak belirlenir. Belirlenmiş tutara uygun olarak dörtte bir oranında harç ödemesi yapılır.

Harç ödemesinin yapılması ile beraber davanın başlatılması sağlanır. Ancak dava içerisinde yapılan bilirkişi değerlendirmesinin ardından davanın tam olarak değeri belirlenir ve daha önceden belirlenmiş değer ile bu değer arasında farklılıklar olabilir.

Bu duruma bağlı olarak mahkeme harç ücretinden ödeme yapar ya da eksik olarak verilmiş harç ücretinin tamamlanması için davacı kişiye süre verilir. Eğer kişi eksik olan harç ödemesini yapmaz ise dava kesinleştirilemez ve sonuçlandırması gerçekleştirilemez.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Kime Karşı Açılır

Taşınmaz bir mülkiyetin tapusuna ilişkin açılan iptal ve tescil davaları, tapu üzerinde kaydı olarak taşınmazın sahibi olarak bilinen kişiye karşı açılır. Eğer tapu üzerinde mal sahibi olarak görülen kişinin hayatta olmaması durumunda ise bu mülkün mirasçılarına dava açılabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası İhtiyati Tedbir

Tapu iptali ve tescil davası içerisinde ihtiyati tedbirin bulunması, davaya neden olmuş olan taşınmazın dava kararından önce geçen süreçlerde devredilmesini engeller. Bu karar ile dava içerisinde adı geçen tapu sahibi, tapu üzerindeki ismin değiştirilebilmesi için herhangi bir adımda bulunamaz.

Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu dahilinde düzenlenen bu tedbir için dava içerisinde bulunan herhangi bir süreçte talep oluşturulabilir. Davanın gidişatının bozulmaması ve taşınmazın karardan önce başka bir kişinin üzerine geçirilerek davanın haklılığının kaybolmaması için tercih edilen bir karardır.

Bu karar ile davacı olan kişinin mağduriyetinin artması engellenir. Geçici önlem kapsamında bulunan bu karar ile dava boyunca taşınmazın sabit kalması sağlanır. Ancak davalı kişi davayı kazanırsa tüm tapu hakları yeniden elinde olacağı için istediği değişikliği yapabilecektir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Sebepleri

Tapu iptali ve tescil davasının açılabilmesi için temelde haksız olarak elde edilmiş bir tapunun ve bu tapudan kaynaklı birinin mağdur oluyor olmasıdır. Buna istinaden davayı oluşturmak için kullanılabilecek nedenler şu şekildedir;

  • Hukuki ehliyetsizlik: Bir taşınmazsın tapusuna sahip olan kişi fiil ehliyetine sahip olmalıdır. Eğer tapu sahibinin herhangi bir fiil ehliyeti bulunmuyor ise tapu iptali ve tescil davası açılabilir.
  • Muris muvazaası: Bu durum mirasçıların arasında yaşanılan miras kaçırma durumdur. Miras edilen bir tapunun haksız bir kişiye verilmesi durumunda bu dava ile tapu hakkı elde edilebilir.
  • Vekalet yetkisinin kötüye kullanılması: Vekil olan kişinin vekalet verdiği kişi, üzerine verilen hakları kötüye kullanarak tapuların haksız kişiye gitmesini sağlayabilir. Böyle bir durumda tapu iptali ve tescil davası ile tapu haklı olan kişiye devredilir.
  • İmar: İmar uygulaması sırasında farklı haksızlıklar ya da karışıklıklar meydana gelebilir. Bu durumda kişiler karışıklığın giderilmesi için dava açma hakkına sahiptir.
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi: Bu sözleşme içerisinde bakıma muhtaç olan kişi ona bakım gösterecek kişiye mal varlıklarından devredeceğini temin ederek ölünceye kadar bakım hizmeti alır. Ölümün gerçekleşmesinin ardından ise mal devri gerçekleştirilmemiş ise bu sözleşme kapsamında bakım gösteren kişi tapularını alabilir.
  • Aile konutu: Aile konutu, bir ailenin içerisinde barındığı ve yaşamını sürdürdüğü yerdir. Bu konutta tapu üzerinde tek bir isim yazıyor olsa da satma ya da kiralama gibi işlemlerde eşlerden ikisinin de rızası olması gerekiyor. Eğer eşlerden biri diğerine herhangi bir şey bildirmeden evi satarsa tapu davası ile gereğinin yapılması sağlanabilir.
  • Kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik: Kazandırıcı zamanaşımı, bir arsa üzerine yapılmış ve tapu sahibi bulunamayan taşınmazların arsa sahibi üzerine yapılmasını sağlar. Kazandırıcı zamanaşımının oluşması için yapının en az 20 yıldır arsa üzerinde bulunması gerekir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Muvazaa

Muvazaa, bir taşınmaz ya da diğer ürünlerin alım satım işleminde her iki tarafın da danışıklı bir şekilde iş gerçekleştirmesidir. Örneğin bir tapu üzerine dava açıldıktan sonra, tapu üzerinde sahip olarak görünen kişi taşınmazının tanıdık bir kişiye satıldığını gösterebilir. Bu durumda kişi evini fiili olarak satmasa da tapu üzerindeki isim değişmiş olacaktır.

Eğer bir tapunun muvazaa yoluyla elde edildiği düşünülüyor ise kişiler tapu iptali ve tescil davası talebinde bulunarak haklı olan kişinin tapusunu alması sağlanabilir. Muvazaa işlemi dava öncesinde yapılmış olacağı gibi dava sırasında da tapu sahibi kişi tarafından gerçekleştirilebilir. Bu durumda davanın içerisindeki yapı değişiklik gösterse de gerekli deliller ile tapu sahibinin tapusuna kavuşması sağlanabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Kesinleşme

Tapu iptali ve tescili için açılmış olan davada ilk olarak dilekçe kabul edilerek davanın açılması sağlanır ve ön incelemeye başlanır. Ön incelemenin ardından ilk duruşma yapılarak davacı ve davalının dava için savunmaları alınır.

Değerlendirmeler ile beraber dava içerisindeki karışıklık nedeni ile farklı sayılarda duruşma gerçekleştirilebilir. En son olarak sonuçlandırma sürecine geçilir ve hakim aldığı kararı sözlü olarak dava duruşması içerisinde açıklar.

Sözlü kararın açıklanmasının ardından davanın kesinleştirilmesi için 15 gün tanınır. Bu 15 gün içerisinde davaya itiraz davası açılarak alınan kararın yeniden değerlendirilebilmesi sağlanır. Ancak davaya itiraz davasının açılması zorunlu değildir.

15 günün ardından ise kesinleşme sağlanarak alınmış karar yazılı bir biçimde taraflara postalanır. Postalanmış olan sonuç ve kesinleşme noter tarafından kabul edilir ve gerekli durumda tapunun değişimi ya da iptali sağlanır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası İspat

Tapu iptali ve tescili davasının oluşturulmasındaki en büyük amaç haksız olarak elde edilmiş tapunun haksızlığa uğrattığı kişinin mağduriyetini gidermektir. Bu nedenle dava mağdur olan kişi tarafından açılır ve kişinin mağduriyet nedenlerini ispatlaması önemlidir.

Tapu iptali sırasında ispat olarak hukuki geçerliliği olan vasıtalar şunlardır; kesin hüküm, tanık, senet, keşif, yemin, bilirkişidir. Bunun yanında elinizde sahip olduğunuz başka belgeler örneğin miras mektubu, sözleşme ve benzeri bulunuyor ise mutlaka dosya içerisine ispat belgeleri olarak eklemelisiniz.

İddia edilen vakanın ispat edilmesi için bir değil birden çok ispat belgesi sunulabilir. Hatta dosyanızın içerisinde ne kadar çok delile sahip olursanız davanız o kadar kesin ve hızlı bir şekilde sonlanabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Yetkili Mahkeme

Tapu iptali ve tescil davasının oluşturulabilmesi için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat edilmesi gerekir. Dava sürecinin oluşturulması, incelenmesi, değerlendirilmesi ve sonlandırılması yetkilerine yalnızca Asliye Hukuk Mahkemesi sahiptir.

Herhangi bir taşınmazın büyüklüğü, vasfı, değeri, tapusu ve benzeri davalar için Asliye Hukuk Mahkemesi kapsamındadır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası İyi Niyetli 3. Kişi Yargıtay Kararları

T.C.

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2007/8293
  3. 2007/8700
  4. 24.5.2007
  • KİRA KAYBI ( Davacıların Sulh Ceza Mahkemesindeki Beyanlarından Davacı Malikin Dava Konusu Taşınmazı Uzun Süredir Kiraya Vererek Kullandığı – Kira Kaybı Yerine Bilirkişilerin Ecrimisil Hesabında Uyguladığı Gelir Esasına Göre Sonuca Gidilmesinin Doğru Olmadığı )
  • ECRİMİSİL DAVASI ( Davalının Ecrimisille Sorumlu Tutulabilmesi İçin İşgalinde Kötü Niyetli Olması Gerektiği – Kira Kaybı Yerine Bilirkişilerin Ecrimisil Hesabında Uyguladığı Gelir Esasına Göre Sonuca Gidilmesinin Doğru Olmadığı )
  • İYİNİYET ( Davalının Davacının Açtığı Tapu İptal Kararının Kesinleştiği Tarihden Önceki Kullanımı Tapu İle Malik Olmasının Gereği Olup İyi Niyetli Kabul Edilmesi Gerektiği – Ecrimisile Hükmedilemeyeceği )

4721/m.995

KARAR : Davacılar vekili dilekçesinde; Ödemiş 533 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait 585/2400 hisseyi ihaleden satın alan davalının, davacı Yılmaz K.’nın ektiği patatesi yok etmek suretiyle tarlaya el koyduğunu, ancak davacı malik Şükriye K.’nın açtığı dava sonucu önce icra takibinin iptal edildiğini, bunun üzerine davalı adına yapılan tapu tescili sebepsiz kaldığından, tapu kaydındaki davacı hissesine dair davalı adına olan kayıt iptal edilerek davacı adına tescile karar verildiğini, bu nedenle taşınmazın davalı elinde bulunduğu 13.3.2003 tarihinden bu dava tarihi olan 28.3.2005 tarihine kadar toplam 5.500,00 YTL ( ıslahen 11.961,60 YTL ) ecrimisil, Devlet Destekleme Primi, haksız fiil tazminatının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının söz konusu yeri cebri ihalede bedelini ödeyerek satın alan ve tapu kaydı ile kullanan iyi niyetli 3. kişi olduğunu haksız işgalci olmadıklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile; 11.961,00 YTL ecrimisilin faiziyle birlikte tahsili cihetine gidilmiş, hükmü davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kabule göre; davacıların Sulh Ceza Mahkemesindeki beyanlarından davacı malikin dava konusu taşınmazı uzun süredir kiraya vererek kullandığı anlaşılmasına rağmen, kira kaybı yerine, bilirkişilerin ecrimisil hesabında uyguladığı gelir esasına göre sonuca gidilmesi de doğru değildir.

Davalının ecrimisille sorumlu tutulabilmesi için işgalinde kötü niyetli olması gerekir. Oysa, davalının kullanımı davacının ipotekli borcu nedeniyle hissesinin satılması üzerine 3.11.2000 tarihli ihalede 11.250.000.000 lira bedeli ödeyerek satın almak suretiyle, taşınmazın kendi adına tapuya tescil edilmesine dayanmaktadır. O halde, davalının davacının açtığı tapu iptal kararının kesinleştiği 21.7.2005 tarihinden önceki kullanımı tapu ile malik olmasının gereği olup, iyi niyetli kabul edilmelidir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddi gerekirken, ecrimisile hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Tanık

Tapu iptali ve tescil davasında sunulabilecek delillerden birisi de tanıkların görüşüdür. Doğrudan tanıktan alınan ifadenin doğrultusunda hakim, tanığın görüşlerini ve bildirliği durumları göz önünde bulundurarak davanın ilerletilmesini sağlar.

Eğer davanızın içerisinde herhangi bir tanık belirtmek istiyorsanız, tanığınız olduğunu ve bu tanığın bilgilerini mutlaka ilk dilekçe tesliminde ya da ön inceleme sırasında sunmalısınız. Dava değerlendirme ve işlenme sürecine geçtiğinde tanıkların eklenmesi imkansız olacaktır.

Özellikle ispatının zor olduğu bilinen tapu davalarında tanıkların ifadeleri önemli yer taşır. Ancak gösterilecek tanıkların şu niteliklerde olmasına dikkat edilmelidir;

  • Tapunun üzerinde ismi yazılı olması gereken kişi ya da kişiler şahit olarak gösterilemez. Şahit gösterilen kişinin tapudan bağımsız olması gerekir.
  • Tapu ile ilişkin herhangi bir bağlantısı olan kişilerin yapacağı tanıklıklar şüpheli olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle yapılan tanıklığın geçersiz olması beklenebilir.
  • Davacının kardeşi, eşi ya da benzeri kan bağı bulunan kişilerin tanıklık yapması da hakim tarafından geçerli sayılmayabilir.
  • Tanıklık yapacak olan kişinin dava için 3.kişisayılacak nitelikte olması gerekir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Hak Düşürücü Süre

Tapu iptali ve tescili davalarında yaşanacak zamanaşımı süresi, davanın içerisinde gösterilen hukuki sebebe ya da dayanılan kanuna göre değişiklik gösterir. Bu nedenle her bir dava için kesin olarak bir zamanaşımı süresinden bahsedilmesi mümkün değildir.

Eğer açtığınız dava kadastrodan dolaylı tapu iptali davası ise belirlenmiş olan hak düşürücü süre içerisinde kişinin dava açması gerekir. Günümüzde alınmış olan kararlara göre belirlenmiş hak düşürücü süre 10 yıldır.

10 yıl içerisinde açılmayan davalarda kişi dava hakkını kaybederek var olan tapu hakkını elde etme şansını kaybeder. Ancak gerekli dayanaklar ile yeniden tapu davası açma için hak kazanılabilir.

Hak düşürücü süre olarak belirlenmiş olan 10 yılın temel hesaplanma biçimi tapunun oluşturulduğu tarihten itibaren düzenlenir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Tazminat

Tapu iptali ve tescil davasının ardından ikinci aşamada haksız fiile uğrayan kişi, haksız fiil sahibine tazminat davası açabilir. Bu davanın temel amacı kişinin yaşanmış haksızlık nedeni ile uğramış olduğu mağduriyetin maddi tazminat ile olabildiğince giderilmesidir.

Tapu iptali ve tescil davası sonrasında tazminat davası açmak istiyorsanız sizden beklenen şartlar şu şekilde olacaktır;

  • Öncelikle tazminat davasından önce tapu iptali davası açmış ve bu davayı kazanmış olmanız gerekir. Kazanılmamış bir davanın sonrasında davacı kişinin tazminat davası açmak gibi bir hakkı olmayacaktır.
  • Tazminat davası açmak istiyorsanız haksız fiil nedeni ile manevi ya da maddi bir kayıp yaşadığınızı ispatlıyor olabilmeniz gerekir. Karşılaşmış olduğunuz bu kayıpların kalan hayatınızda da size eşlik edecek nitelikte olması gerekir.
  • Tazminat davasında gösterilen neden doğrudan tapu ile ilgili olmalıdır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Görevli Mahkeme

Tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme olarak belirlenmiş mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Asliye Hukuk Mahkemeleri tüm tapu ve tapuya ilişkin davaların gerçekleştirilmesi için yetkilendirilmiştir.

Tapu iptali davası nasıl açılır; davanızın açılması için görevli mahkemeye, dava nedeninizi açıklayan bir dilekçe yazmalı ve gerekli ekler ile beraber tüm evraklarınızı teslim etmelisiniz. Teslim işleminiz sırasında gerekli masrafları ödeyerek davanızın incelenme sürecini başlatırsınız.

Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edilen dosyanız ön incelemeye alınır ve değerlendirme süreci için dava duruşması oluşturulur.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Masrafları

Tapu iptali ve tescil davası için karşılaşabileceğiniz masraf, dava başlangıcında ödenen harçtır. Bu harç, davanın kabulü ve işleme sürülmesi için alınan ücrettir.

Diğer davalarda olduğu gibi tapu iptali ve tescil davalarında sabit bir masraf bulunmaz.

Davanızın içerisinde masraflar için iki adet adım bulunur;

  • İlk adım: İlk adım, dava için evraklarınızın teslimi sırasında yapacağınız ödemedir. Bu ödeme miktarı sizin taşınmazın değeri için tahmini olarak belirlediğiniz tutarın dörtte biri olacak şekildedir.
  • İkinci adım: İlk adımın gerçekleştirilmesinin ardından dava başlatılır. Dava içerisinde bilirkişi raporu alınarak taşınmazın tam değeri hesaplanır. Bu hesap sonrasında yeniden bir harç ödemesi düzenlenir. Eğer önceden yatırdığınız tutar yeni hesaplanan tutardan daha az ise yeniden ödeme yaparak eksik kalan harcı tamamlamanız sağlanır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Zamanaşımı Yargıtay Kararları

T.C.

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2012/13061
  3. 2012/14365
  4. 12.12.2012
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Şahsi Hak Sahibi Davacı Tescil Talebi Hakkında Karşı Tarafın Ferağ Talebinin Reddini Bildirmediği Sürece Zamanaşımı Süresinin İşlemeye Başlamayacağı – Davacı Ferağ Umudunu Davanın Açıldığı Tarihte Yitirmiş Olacağından Zamanaşımı Dolmamış Olup Mahkemece İşin Esasının İncelenmesi Gerektiği )
  • ŞAHSİ HAK ( Sahibi Davacı Tescil Talebi Hakkında Karşı Tarafın Ferağ Talebinin Reddini Bildirmediği Sürece Zamanaşımı Süresinin İşlemeye Başlamayacağı – Tapu İptali ve Tescil Davası )
  • ZAMANAŞIMI ( Tapu İptali ve Tescil Davası – Davacı Ferağ Umudunu Davanın Açıldığı Tarihte Yitirmiş Olacağından Zamanaşımı Dolmamış Olup Mahkemece İşin Esasının İncelenmesi Gerektiği )

818/m.125,128,140

ÖZET : Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Şahsi hak sahibi davacı, tescil talebi hakkında karşı tarafın ferağ talebinin reddini bildirmediği sürece zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacı ferağ umudunu davanın açıldığı tarihte yitirmiş olacağından zamanaşımı dolmamış olup, mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmelidir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, Belediye Encümeninin 26.11.1993 tarihli kararı ile 3381 ada 5, 3381 ada 4 ve 3351 ada 2 parsel sayılı arsaları satın aldığını, bedelini ödediğini ve belediyece taşınmazların devri için tapu müdürlüğüne yazı yazılmasına rağmen tescilin yapılmadığını ileri sürerek öncelikle dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmaz ise eşdeğerdeki taşınmazların belirlenerek adına tesciline, bu da olmaz ise şimdilik satışı yapılan arsaların dava tarihindeki değeri olan 120.000 TL’nin ihtar tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, idari yargının görevli olduğunu, satışın geçerli olmadığını ve zamanaşımının gerçekleştiğini, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasının ise 10 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir,

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre tapu iptali ve tescil davasının reddi yerinde görüldüğünden davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine gelince;

Bir tanımlama yapmak gerekirse zamanaşımı, kanunda belirtilmiş olan süresi içinde talep ve dava edilmemiş olan alacakların özüne dokunmamakla beraber “dava edilebilme vasfını kaybetmesi” sonucunu doğuran bir süre geçimidir. Hak düşürücü süreden farklı olarak, zamanaşımında borç sona ermemekte ve fakat dava edilebilme olanağı kalmamaktadır. Diğer taraftan, hak düşürücü sürenin varlığını hakimin kendiliğinden ( re’sen ) gözetmesi gerekirken, zamanaşımının varlığı def’i olarak ileri sürülürse dikkate alınabilir ( BK m. 140 ). Dolayısıyla, zamanaşımı borçluya sadece bir def’i hakkı verir. Buna da zamanaşımı def’i denilmektedir.

Şahsi hakka dayalı bu tür davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, mahkemece doğru olarak saptandığı üzere uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 senelik zamanaşımı tabi olduğu kabul edilmelidir.

Ne var ki, burada öncelikle zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi belirlenmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Bu süre, mahkemece kabul edildiğinin aksine satışın yapıldığı tarih değil, alacağın muaccel hale geldiği tarihtir. Davaya konu olayda şahsi hak sahibi davacı, karşı tarafın ferağ talebinin reddini bildirmediği, başka bir deyişle iradi ferağ umudunu taşıdığı sürece zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacaktır.

Bütün bu anlatılanlara göre, davacı ferağ umudunu davanın açıldığı tarihte yitirmiş olacağından zamanaşımının geçirildiğinin kabulüne olanak yoktur. Zamanaşımı dolmadığından çekişmenin esası incelenerek bir hüküm kurması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bente yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.menu

Tapu İptali Ve Tescil Davası Karar Düzeltme

Tapu iptali ve tescil davanızın sonuçlandırılmasının ardından kesin karar alınarak taraflara bu karar yazılı bir biçimde iletilir. Gerekçeli olarak belirlenmiş olan karar, taraflardan biri tarafından kabul edilmeyebilir.

Dava kararını kabul etmeyen taraf, 15 gün içerisinde karar düzeltme dilekçesi hazırlayarak Asliye Hukuk Mahkemesine iletilebillir. Bu durumda dilekçe içerisinde belirtilmiş olan deliller yeninden incelenerek kararın değiştirilmesi ya da olduğu gibi kabul edilmesi sağlanabilir.

Hakim tarafından yanlış değerlendirildiği düşünülen konu detaylı bir şekilde ele alınarak hangi gerekçelerden kaynaklı kararın yanlış olduğu belirtilir. Bu dava içerisinde hukuki dayanaklara atıf yapmanın önemi büyük olduğu için uzman bir avukat tarafından yazılması önemlidir.

Normal vatandaş ya da davacı tarafından yazılması durumunda kabul edilme ihtimali çok düşük olan karar düzeltme dilekçesi, hakimin değerlendirmesini yeniden oluşturması için düzenlenir.

Hazırlanan dilekçe içerisinde genel olarak şu konulara değinilmesi gerekir;

  • İlk olarak ilgili mahkeme sayın hakimliğe hitaben bir başlık atılmalıdır.
  • Başlığın altına dosya no, davacı, vekili, davalılar ve konu açıklamaları yapılmalıdır.
  • Daha sonra açıklamalar bölümüne geçilerek neden dava sonucuna karşı karar değiştirme talebinin oluşturulduğu anlatılmalıdır.
  • Açıklamalar bölümünde anlatılan detaylar, hakimin gerekçeli kararında belirttiği nedenlere bağlı olarak yöneltilmelidir.
  • Bunun yanında davalının kötü niyeti, sunulan nedenlerin aksi kanıtları ve davanın temelinde yatan olaylar delilleri ile yeniden belirtilmelidir.
  • Son olarak netice ve talepler belirtilerek kararın ne yönde değiştirilmesi için talep oluşturulduğu belirtilir.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası Belirsiz Alacak

Muris muvazaa, bir mülkün başka bir tanıdığın üzerine haksız bir biçimde gerçekleştirilmesi durumunda verilen isimdir. Örneğin miras olarak kalan bir mülkün, kardeşlerin birinin eşinin üzerine tapu kaydı oluşturulması durumunda mirasçı olan kardeşlerin miras hakkı engellenmiş olur. Bu durumda eşinin üzerine tapu geçiren kardeş maris muvazaa ile haksız kazanca neden olmuştur.

Bunun yanında maris muvazaa ile geçirilen bu tapunun değeri diğer kardeşler tarafından belirlenemez. Bu durumda kişilerin dava içerisinde talep edeceği değer belirsiz olarak kalacaktır.

Kardeşlerin malın değeri hakkında bilgi sahibi olabilmesi için bilirkişi raporuna ihtiyacı olacaktır. Yapılan bilirkişi değerlendirmesi ve ıslahı ile değer kesin olarak belirlenerek alacağın içerisinde dava bedelinin artırılması sağlanır.

Ancak bu tava türünde muvazaa olduğuna dair bir kanıt bulunması gerekir. Aksi takdirde kişiler dava içerisinde belirtilmiş ana nedenin kanıtlanamaması nedeni ile davanın olumsuz olarak sonlanmasına neden olabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Arabuluculuk

Arabuluculuk hizmeti, dava içerisinde bulunan iki tarafın hukuki nedenler ile ortak bir kararda buluşturulması ve dava sürecinin çözümlenerek sonlandırılmasını sağlayan hizmettir. Bu hizmet ile davalar çok daha hızlı sonlanır iken hem davacı hem de davalı kendi hakları doğrultusunda doğru bir karar almış olacaktır.

Tapu iptali ve tescil davaları içerisinde iki türlü dava açılabilmesi mümkündür. Bu davalardan biri kişiler arasında açılan davalardır ve Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu dava türünde arabuluculuğun olması zorunlu değildir. Mahkeme yaptığı değerlendirmeler sonucunda taraflar anlaşmadan da sonlandırma yaparak haklı olanın tapu üzerinde hakka sahip olmasını sağlar.

İkinci tür tapu iptali ve tescil davaları ise alınan bir malın sonrasında oluşan ve tüketici hakları kapsamında açılan davalardır. Konut alımı ve benzeri olaylar sonrasında açılan bu dava türünde kişilerin arabulucuya sahip olması zorunludur. Arabulucusu bulunmayan kişiler dava açma hakkına sahip olmayacaktır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Islah

Dava içerisinde ıslah yapmak, hakimin kararı ya da karşı tarafın onamına dikkat edilmeksizin, taraflardan birinin usule uygun olarak belirlenmiş süre içerisinde yaptığı işlem ve giderleri belirtmek için yaptığı kısmi ya da tamamen değişimdir. Bu durum dava içerisindeki belgelerin daha iyi bir şekilde getirilmesi ve bilgilerin güncellenmesi içindir.

Dava içerisinde ıslah yapılabilmesi için ilk olarak ıslah yapmak isteyen taraf tarafından uygun bir dilekçe hazırlanması gerekir. Dilekçenin ardından davaya eklenmek ya da değiştirilmek istenen belgeler teslim ederek dava içerisindeki gidişat değiştirilir.

Dava içerisinde ıslah yoluna gidilebilmesi için hakimin ya da mahkemenin bu durumu kabul etmesi gerekir. Özellikle uzayan davalarda elde edilen yeni deliller ya da güncellenen bilgiler nedeni ile ıslah işlemi gerçekleştirilir.

Islah dilekçesi düzenlerken dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekildedir;

  • Öncelikle dilekçenin üst bölümüne ilgili mahkeme ya da hakimliğe ilişkin bir başlık atılmalıdır.
  • Başlığın altına dosya no, ıslah talebinde bulunan davacı, vekili, davalı, davalı vekili ve konu belirtilir.
  • Bu bilgilerin hemen ardında açıklamalar bölümü eklenmelidir. Açıklamalar bölümünde “Yukarıda verilen dava numarası ile mahkemenizde yürütülmekte olan davada, davamızı ………. nedeni ile ıslah ve ………. edilmesini talep ederiz.” Cümlesi ile başlangıç yapılmalıdır.
  • Daha sonra ıslah edilmek istenen konu ve buna ilişkin deliller dilekçe içerisine eklenir.
  • Son olarak sonuç ve istem bölümü oluşturularak ıslahın yapılması ve ıslah sonucunda hangi durumların beklendiği belirtilir.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası Şartları

Muris muvazaası nedeniyle bir tapu iptali ve tescil davası oluşturulmak isteniyorsa bazı şartların karşılanması beklenir. Bu şartlar ve şart olmayan durumlar şu şekildedir;

  • Davacı olan kişinin mirastan yararlanma hakkı varken haksız fiile uğramış ve bundan kaynaklı bir kayıp yaşamış olması gerekir.
  • Oluşturulmuş olan tapunun muris muvazaası ile oluşturulduğu ispatlanabilir nitelikte olmalıdır.
  • Davanızın nedeni olarak belirttiğiniz durumda sözleşme, sözlü ya da yazılı muvazaa anlaşması, üçüncü kişileri aldatma kastı ve gizli sözleşme unsurları bulunmalıdır.
  • Yapılan tapu işleminin ülke ve yörenin göreneklerine ve geleneklerine uygun olmaması, davalı olan kişinin üzerine geçirilmiş olan taşınmazı alabilecek kadar maddi güce sahip olmaması, gerçekleştirilen işlemin miras bırakan kişinin ölümüne yakın yapılmış olması, miras bırakan ile davacı arasında husumet olması ya da murisin yetersiz maddi nedenler ile mal satmaya ihtiyacı olması gerekir. Bu nedenlerden ne kadar çok sebep olursa davada davalı o kadar kusurlu olarak kabul edilecektir.
  • Davanın kaç yıl içerisinde oluşturulmuş olması beklenen bir şart değildir. Ancak yine de herhangi bir hak problemi ile karşılaşmamak için 10 yıl içerisinde davaların açılması tavsiye edilir.
  • Davanın oluşturulabilmesi için mutlaka hukuki temellere dayandırılması gerekir. Bu dava türü genellikle Miras Hukuku kapsamındadır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Hile

Hile, bir kişinin aldatılmasına yönelik yapılan ve hukuka karşı olan durumdur. Hile nedeni ile tapu iptali ve tescil davası ise tapu üzerinde yapılan aldatmaca sonucunda oluşturulmuş tapu kaydının yeniden düzenlenmesi için açılan davadır.

Eğer taraflardan biri, diğer kişinin kasıtlı aldatma amacı ile yapılmış işleminden hak kaybı yaşıyor ise delilleri ile dilekçe yazarak tapu iptali ve tescil davası açması gerekir.

Tapu için yapılmış olan hile kolaylıkla kanıtlanabilir niteliklere sahiptir. Özellikle kişiler arasında yapılmış olan sözlü ya da yazılı anlaşma ile kişinin karşılaştığı durum delil olarak sayılabilir.

Hile nedeni ile tapu iptali ve tescil davası açacak olan kişinin, tapu kaydının iptali ile elde edeceği bir menfaati bulunmalıdır. Aksi takdirde kişilerin tapu üzerinde herhangi bir dava hakkı olmayacaktır.

Davanın açılması için oluşturulmuş olan iddia ve sunulan gerekçelerin neticesinde alınmış bilirkişi raporu ile taşınmaza dair oluşturulmuş tüm hilelerin neler olduğu anlaşılarak gerekli düzenlemeler yapılabilir.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası Saklı Pay

Ölen bir kişinin ardından mirasçılar arasında Miras Hukuku kapsamınca mal paylaşımı yapılarak herkesin hakkının alınması sağlanmalıdır. Ancak mirasçılardan biri ya da birkaçı mal kaçırabilir ya da payın bir bölümünü saklayarak haksız bir paylaşım yapılmasını sağlayabilir.

Saklı payın bir sahibi olsun ya da olmasın bu paydan maruz kalarak miras hakkının çiğnendiğini öğrenen her bir mirasçı tapu iptali ve tescil davası açarak saklanmış payın mirasçılar içerisinde paylaştırılmasını sağlayabilir.

Bu davanın açılabilmesi için kişilerin mirasçı konumunda olan yasal mirasçı, atanmış mirasçı ya da evlatlık olması gerekir. Miras hakkından vazgeçen ya da miras hakkından çıkarılan kişilerin bu davayı açması mümkün değildir.

Saklı payın net bir biçimde hesaplanabilmesi için hukuki belgelere ve bilirkişi raporuna ihtiyaç duyulur.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Zilyetliğe Dayalı

Zilyetliğe bağlı olarak açılmış olan tapu iptali ve tescili davaları, haksız ya da yolsuz bir biçimde alınmış olan tapunun hak sahibi olan kişiye iletilmesi amacıyla açılır. Bu dava türünde ayni hakka sahip olan kişinin hakkının ihlal edilmiş olması ve mülkiyet hakkının temin edilmesini sağlayan dava türüdür.

Kendisine ait olmayan bir malın kendi üzerine geçirilmesinin ardından mal sahibi bu dava ile var olan tapuyu kendi üzerine alabilir. Bu davanın açılabilmesi için öne sürülecek deliller hukuki olarak kanıtlanabilir nitelikte olmalıdır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Miras

Bir mirasın mirasçılar tarafından hem miras sahibinin belirttiği hem de hukuka uygun şekilde paylaşımı yapılması gerekir. Ancak bazı durumlarda mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkabilir ya da miras paylaşımında hileye gidilebilir. Bu durumda oluşturulmuş olan mal paylaşımından kaynaklı mağdur ve haksız fiile uğramış olan kişi dava açarak hakkı olan mirasın alınmasını sağlayabilir.

Miras amacı ile tapu iptali ve tescil davası açmak isteyen kişilerin dava içerisinde sunduğu nedenlerde Miras Hukuku’na bağlı gerekçelere yönelmeli ve karşılaştığı haksızlık durumunu hukuki olarak kanıtlamalıdır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Yargılama Usulü

Tapu iptali ve tescil davası yargılama usulü yazılı yargılamadır. Asliye Hukuk Mahkemesi içerisinde yürütülen bu davada yazılı bir süreç işletilir. Bu nedenle tarafların sunacağı dilekçeler, deliller ve belgeler belge içerisinde önemli yer kaplar. Tarafların görüşmesi ve kendini dile getirmesi için sözlü duruşmaların oluşturulmasına gerek yoktur.

Zilyetliğe Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Davası Cevap Dilekçesi

Taraflardan biri oluşturulmuş bir tapu kaydında zilyetlik bulunduğu iddiasını belirterek Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunabilir. Bu başvuru sırasında ise kanır belgeleri ve oluşturduğu dilekçeyi yanında bulundurmalıdır.

Dilekçenin teslimi ve dava sürecinin işletilmesi sırasında davalı olan kişi oluşturulmuş davaya cevap dilekçesi yazabilir. Zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası cevap dilekçesi örnek olarak şu şekildedir;

  • İlk olarak ilgili mahkemeye başlık atılarak dilekçenin başlangıcı sağlanır.
  • Başlığın hemen altına esas no, davaya cevap veren davalının ve vekilinin bilgileri ve konu eklenir.
  • Bu bilgilerin hemen altına ise açıklamalar bölümü eklenerek kişi kendi açıklamasını hangi dayanaklara göre yaptığını belirtir. Bu dilekçe içerisinde davaya ilişkin davalının hangi nedenler ile tapu sahibi olduğu açıklanmalıdır.
  • Son bölüme ise kişinin hangi taleplerde bulunduğunu belirten sonuç ve istemler bölümü yer alır.
  • Bu dilekçenin hazırlanabilmesi için tek bir açıklama şekli bulunmaz. Her davanın içerisinde yer alan konu ve detaylar farklılık gösterdiği için cevap dilekçesinin içeriği de değişiklik gösterecektir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Keşif

Tapu iptali ve tescil davası içerisinde hukuki bir delil olarak kabul edilen keşif, dava içerisinde hakimin temel nedenlere ulaşabilmesi ve gerçeği çıkarması için yaptığı değerlendirme sürecidir. Keşif, duruşma anında hakim önünde yapılabilir, tanıklar dinlenebilir ya da hakim bilirkişi yorumlarını inceleyebilir.

Keşifin temel amacı dava içerisindeki detayların incelenmesi ve davanın doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlamaktır. Kişilerin belirttikleri beyanlar ve tutumların HMK düzenlemeleri ile uyuşmazlığına bakılır ve davanın seyrinin belirlenmesi için kullanılır.

Keşif, bir hakimin güvenebileceği hukuki delillerden biridir. Bu nedenle haklı olduğunuzu düşündüğünüz davanızda keşif yapılmasını talep etmeniz önerilir.

Tapu iptali ve tescil davalarında keşif için hakim bizzat taşınmazı ziyaret ederek gerekli incelemeleri yapar.

Hile Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası Cevap Dilekçesi

Oluşturulmuş bir tapunun hile ile oluşturulduğu iddiası ile hileden mağdur olan davacı, davayı açma işlemini gerçekleştirerek davanın yargılama sürecine geçirilmesin sağlar.

Davacı, davayı açtıktan sonra belirttiği nedenler ve gerekçeleri davalı olan kişiye iletilir. Bu dava türü yazılı yargılamaya sahip olduğu için davalı kişinin dava için bir cevap yazması gerekir.

Hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davası için cevap dilekçesi oluştururken davalı kişi kendi gerekçelerini sunarak tapunun hile ile alınmadığını ispatlaması beklenir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Kötü Niyet

Tap iptali ve tescil davası içerisinde davalı ya da davacı olan kişinin kötü niyetli olduğu kanısına varılabilir. Davada kötü niyetli olarak değerlendirilen tarafın davranışlarında usulsüz ve hukuksuzluk ile davanın lehine çevrilmesini sağladığı görülür.

Bir kişinin kötü niyetli olduğu nasıl anlaşılır; dava içerisinde kişilerin sergileyeceği iyi niyet Medeni Kanun içerisinde bulunan 931. Madde ile net bir hale getirilmiştir. Bu madde içerisinde yer alan hususlara uygun davranış göstermeyen kişiler dava içerisinde kötü niyetli olarak kabul edilebilir.

Davacı ya da davalının kötü niyetli olduğunun keşfi sonrasında dava sonlandırma işlemi gerçekleştirilerek iyi niyetli olan tarafın kazanması sağlanır.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Belirsiz Alacak

Tapu iptali ve tescil davası açılırken kişilerin taşınmaz için belirlenmiş olan değere karşı alacak olarak dilekçe düzenlemesi ve bu dilekçeye yönelik harç ödeyerek davasını oluşturması gerekir.

Ancak bazı durumlarda kişiler taşınmazın değeri için alacak belirleme niteliklerine ulaşamayabilir. Bu durumda TMK ile belirlenmiş 1007. Madde kapsamında kişilerin açtığı davayı belirsiz alacak olarak açması mümkündür.

Dava belirsiz alacak olarak açıldıktan sonra keşif ve bilirkişi gözlemlemesi ile taşınmazın değeri, buna bağlı olarak da davacının dava sonunda alacak olduğu tutar belirlenmiş olur.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası Islah

Muris muvazaası nedeniyle açılmış olan tapu iptali ve tescil davasında kişiler ıslah dilekçesi vererek dava içerisinde bulunan belgelerin bir kısmını ya da tamamını değiştirme hakkına sahiptir.

Islah işleminin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle ıslah nedeni belirtilerek hangi durumlara yönelik ıslah yapılacağı belirtilir.

Dilekçenin teslimin ardından hakim ya da mahkeme tarafından yapılan değerlendirme sonucunda kişinin ıslah talebi yerinde ve doğru ise dava içerisindeki değişiklik gerçekleştirilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Tüketici Mahkemesi

Bir alım satım işlemi sonrasında tapu ile ilgili bir problem oluşmuş ise kişilerin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne değil Tüketici Mahkemesine başvuruda bulunması gerekir. Satın alınan evin tapusunun alınamaması, satın alınmış olan taşınmazın yanlış bir şekilde tapulandırılması gibi konulardaki davalarda Tüketici Mahkemesi yetkili konumdadır.

Burada açılmış davaların temelinde Tüketici Hakları gözetilerek davanın ilerletilmesi sağlanır.

Eğer bir tapu iptali ve tescil davası yanlış mahkemeye açılmış ise mahkemeler davanın doğru olan mahkemeye sevk edilmesini sağlayabilir ya da dosyanızı kapatarak yeni bir dava açmanız sağlanabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Satın Almaya Dayalı

Satın almaya dayalı nedenler ile açılacak tapu ihlali ve tescil davaları Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından kabul edilmez ya da değerlendirilmez. Satın alma ve buna bağlı olarak oluşmuş tapu problemlerinde kişilerin Tüketici Mahkemesine başvuruda bulunması gerekir.

Bu dava türünde davacı satın alma işleminden sonra mağdur olan kişi, davalı ise satın alma işlemini gerçekleştiren kişidir. Davacı hukuki olarak sebeplerini sunarak oluşturduğu dilekçesinin ardından Tüketici Mahkemesine başvurduktan sonra davalı olan kişi cevap yazarak mahkeme içerisinde kendi delillerini sunar.

Bu dvaa türünde sunulacak belgeler dekont, fiş ve benzeri evraklar olabilir. Bunun yanında kişiler aldıkları evin kendi üzerine tapulanmadığını da noterden aldıkları taşınmaz mülk kayıtları ile kolaylıkla kanıtlayabilir.

Tapu İptali Ve Tescil Davası Ecrimisil

Ecrimisil, bir taşınmazın sahibinin malı kullanma hakkı vermediği bir kişinin izinsiz ya da hukuki olmayan yollarla söz konusu olan taşınmazın üçüncü bir kişi tarafından kullanılması durumunda, haksız fiili gerçekleştiren kişinin ödemesi gereken tazminattır.

Örneğin arazi sahibi olan bir kişinin haberi ya da izni olmaksızın arazisi üzerine ev inşa edilmiş olması ecrimisil konusu olacaktır. Bu durumda arazi sahibi olan kişi, ev sahibi olan kişiye ecrimisil davası açarak kişinin kullandığı yıl oranına göre tazminat ödemesini sağlayabilir.

Bunun dışında bir kiracının, ev sahibi olmadan ev içerisinde yaşaması ve herhangi bir kira ödememesi durumunda ev sahibi kişinin ecrimisil talep etme hakkı olacaktır.

Ecrimisil tutarının belirlenmesi için ise kullanılan taşınmazın kira bedeli, çevrede bulunan aynı değerdeki taşınmazların emsal kira sözleşmeleri ve benzeri belgelere bakılır.

Bunun yanında taşınmazın büyüklüğü, çevre özellikler ve niteliği de incelenerek ecrimisil alması sağlanabilir.

Tapu iptal ve tescil davalarında ise haksız olarak elde edilmiş bir tapu ile o ev içerisinde yaşamını sürdüren kişilerin haksızlığının tespiti ile ecrimisil talebinde bulunulabilir.

Yorum yapın

Hemen Ara