Bir boşanma davası gerçekleşecek veya gerçekleşmişse mal paylaşma davaları söz konusu olur. Bu davalarda amaç, iki taraf için de malların eşit bir şekilde dağıtılması protokolüne dayanır. Boşanma davası görülmeden mal paylaşma davası açılamaz. Çünkü, ortada bir mal paylaşımı protokolü olması için öncelikle boşanmanın kesinleşmiş ve gerçekleşmiş olması gerekir. Paylaşım davası, boşanma davasıyla birlikte de açılamaz. Belirtildiği gibi, boşanma gerçekleşmemişse bir mal dağıtımı söz konusu olmayacaktır.
Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Taraflar arasında boşanmanın kesinleştiğine dair hüküm verildikten sonra istek üzerine mal paylaşma davası açılır ve görülmeye başlanmaktadır. Boşanan taraflar mal paylaşımına dair yalnızca üç talepte bulunmaktadır. Bunlar;
- Değer Artış Payı Alacağı
- Katılma Alacağı
- Katkı Payı Alacağı
Mal paylaşma, tarafların evliliklerinden önce edindikleri mallar üzerinden yürümez. Yani, yalnızca evlilik birliğinin korunduğu süreç içinde edinilen mallar üzerinden bu dava açılmaktadır. Aksi takdirde bekarlığın olduğu durumda satın alınan mal ve mülkler bu davanın kapsamını oluşturmayacaktır. Mal paylaşımıyla ilgili belli esaslar vardır. Bunlar;
- Her taraf kendi kişisel eşyalarını alma hakkına sahiptir. Bu malların paylaşıma dahil edilme gibi bir durumu söz konusu olmaz. Kişiler mal sayılanlara ise şunları örnek verebiliriz; eşlerin sadece kişisel kullanımına yönelik eşyaları, tarafların üçüncü şahıslardan alacakları tazminatlar vb.)
- Evlilik birliği içinde satın alınan mallar eşler arasında ‘yarı yarıya’ olarak bölünmektedir.
Bunlar haricinde, eğer bir taraf bir malın kendine ait (yani kişisel) olduğunu iddia ettiğinde, bunu ispatlama ve mahkemeye sunma zorundadır. Aksi takdirde o mal da paylaşıma ortak edilerek taraflar arasında eşit bir şekilde bölüştürülmektedir.
Mal Paylaşma Davası Ne Zaman Açılmalı?
Ülkemizde aile hukuku alanında bağlayıcılığı olan Medeni Kanun’a göre, paylaşım davaları boşanma davasını izleyen maksimum 10 yıllık bir zaman içinde açılmalıdır. Aksi takdirde mal paylaşımı talebinde bulunma mümkün olmamaktadır.
Ortada süren bir boşanma davası varsa mal paylaşım davası açılmaktadır ancak paylaşma davasına bakan mahkeme, boşanma davasından gelen sonucu beklemekle mükelleftir. Boşanmanın sonucu kesinleşmeden paylaşım davası herhangi bir karara bağlanmamaktadır.
Eğer yurtdışında görülmüş bir boşanma davası varsa, zamanaşımı boşanma davasının görüldğü ülkenin kanunları çerçevesinde belirlenecektir
Anlaşmalı Boşanmalarda Mal Paylaşımı
Anlaşmalı boşanmalarda, mal paylaşma iki tarafın özgür arzusuna göre yapılmaktadır. Bu durumda eşler ister yarı yarıya malları bölüşmektedir, isterlerse başka bir paylaşım oranı da belirlemektedir. Üçüncü bir seçenek olarak da, taraflardan biri hiçbir mal paylaşımını kabul etmediğini, bu hakkından feragat ettiğini de beyan eder. Feragat gibi bir durum söz konusu olduğunda, bu mutlaka boşanma dilekçesine (protokole) yazılmalıdır.
Eğer anlaşma protokolünde mal paylaşımının nasıl olacağına dair herhangi bir bilgi yoksa, boşanma davasının gerçekleştiğinden itibaren 10 yıl süre içinde mal paylaşım davası açılmaktadır.
Aldatma (Zina) Varsa Mal Paylaşımı Nasıl Olur?
Zina, evlilik birliği içindeki bir bireyin eşi haricinde başka kişi/kişilerle görüşmesinin veya cinsel ilişki kurması halinin hukuk dilindeki karşılığıdır. Yani kısaca ‘aldatma’ demektir. Zina, Medeni Kanun’da ayrı bir kanun başlığı altında incelenmektedir. Mahkeme, boşanma davasının zina yüzünden bittiğine hükmetmişse mal paylaşımı iki seçenek doğrultusunda yapılabilinir. Bunlar;
- Zina yaptığı iddia edilen tarafın suçu mahkeme kararıyla kesinleşmişse, bu taraf ya mal paylaşımından topluca men edilir ya da hakkaniyet uygun olarak alacağı (ya da talep edeceği) mallar azaltılmaktadır.
- Eşlerden birinin zina yaptığı kanıtlanmışsa ancak diğer eşin malvarlığına bir katkısı varsa bunu, mal paylaşımı sırasında talep edebilir. Örnek verirsek, bir dükkan alınan ve eşlerden biri buna 20 bin lira katkı yaptığında bunu zina yapmış olsa bile talep eder.
Bir Tarafa Bağışlanan Mal ya da Para Boşanırken Talep Edilebilir Mi?
Evlilik birliğinin sürdüğü süre zarfı boyunca bir eşin diğerine bağışladığı ev, araba, nakit para veya parasal değeri olan her şey, bağışı alan tarafın kişisel yani ona ait malı olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple de, mal paylaşım davasında talep edilme, talep edildiğinde bile bağışı alan tarafın bunun bağış olduğunu kanıtlama halinde bu mal ve mülkün geri alınması mümkün değildir.
Burada şöyle bir parantez açılması uygun olacaktır. Bu bağışlanan mallardan herhangi bir kira ya da satış geliri elde edildiyse, bağışı yapan taraf bunlar üzerinde yarı yarıya hak sahibi haline gelir.
Mal paylaşım davaları herhangi bir aile mahkemesine başvurulması halinde görülmeye başlanacaktır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, önemli olan boşanmanın üstünden 10 sene geçmemiş olmasıdır. Eğer zamanaşımı söz konusuysa, mal paylaşım davası açılması mümkün olmamaktadır.
Mahkemeden Yarı-Yarıya’dan Fazlası Alınabilir Mi?
(anlaşmalı boşanmalarda) varsa yarı yarıyadan farklı bir karar mahkemeden çıkar. Ancak, ortada bu gibi bir durum yoksa aile hukukunda esas olarak belirtilen, evlilik birliği içinde alınan malların (edinilen mal) yarı yarıya bölüştürülmesidir.
Mal Kaçırma Nedir?
Mal kaçırma, boşanma davaları sırasında sıklıkla olabilen bir durumdur. Buna göre, eşlerden biri tazminat veya da mal paylaşımı yapmamak için böyle bir yola başvurur. Bunun olmasını engellemek için ise yapılması gereken, mallar üzerine ‘ihtiyati tedbir’ koydurmaktır. Malların satışını ya da elden çıkarılmasını engelleme için malların tapu kaydına tedbir konulmaktadır.
İlginizi Çeker;
Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Çekişmeli Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı Nasıl Olur?