Velayet Davası | Anlaşmalı Velayet Davası

Aile mahkemeleri boşanma davalarında görevli olan mahkemelerdir. Asliye mahkemeleri ise boşanma davalarının yer almadığı yerlerde görev yapan mahkemelerdir. Evlilik birliğini bitirmek amacıyla başvuruda bulunmak isteyen tarafların son 6 ay beraber yaşadıkları ya da ikametgahlarının bulunduğu yerde görev yapan mahkemeler ise Yetkili Mahkemelerdir. Çekişmeli ya da anlaşmalı boşanma davaları olmak üzere ikiye ayrılırlar. Yurtdışı boşanma davalarında ve yurt içi boşanma davalarında Helvacı hukuk bürosu müvekkillerine hizmet verir.

1-Anlaşmalı Boşanma Davaları

Anlaşmalı boşanma davalarında evlilik birliğinin temelden sarsılması ile tarafların anlaşarak karar vermeleri ve ilgili mahkemelere başvurmaları söz konusudur. Anlaşmalı boşanma davalarının çekişmeli boşanma davalarından farklı tarafların ortak bir amaç doğrultusunda anlaşma sağlayamamasıdır. Evliliği bitirme amacıyla başvuruda bulunan tarafların anlaşmalı boşanma davası açabilmesi için bir yıldır evli olmaları gerekmektedir. Her iki tarafında boşanmak istediklerini duruşmaya katılarak beyan etmeleri gerekmektedir.

2-Çekişmeli Boşanma Davaları

Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanan davalardan biri çekişmeli boşanma davalarıdır. Taraflar arasında bulunan şiddet ve geçimsizlik evlilik birliğinin sarsılması anlamına gelir. Hakim sahip olduğu takdir yetkisi ile geçimsizlik ve şiddet durumlarının evliliği bitirmek için yeterli olup olmadığını saptar.

Tanıma- Tenfiz Davaları (Yurdışında Boşanma)

Yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları yerleştikleri ülkelerde o ülke vatandaşları gibi hareket ederler. Ülke vatandaşlarının çalıştığı iş yerlerinde çalışırlar, o ülke vatandaşları ile evlilik yaparlar. Yurt dışında yaşamakta olan Türk vatandaşları her ne kadar “gurbetçi” olarak adlandırılsalar da bu sıfatın uygun olmadığı görülecektir. Yurt dışında yaşayan Türkler o ülke vatandaşları gibi yaşalarsa da yine de Türk vatandaşları oldukları için bulundukları ülkelerde yapılan hukuki işlemlerin, mahkemelerin vermiş oldukları dava kararların Türkiye’de geçerli olabilmesi ve hüküm doğurabilmesi için ihtiyaç duyulan davalar Tanıma ve Tenfiz davalarıdır.

a-Tanıma:

Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın ve kesin hüküm kuvvetinin ülkeye teşmili, verilen kararların tanınması anlamına gelir. Yabancı mahkeme devletinin hukukuna göre yabancı kararın hukuki neticeleri ayarlanır. Tanınmayan bir mahkeme kararı ya da tanınmaya ehli olmayan karar,  mahkeme ilamı olarak hukuki bir etkiye sahip değildir. Ancak ispat vasıtası olarak hizmet edebilir ve hukuki anlamdan da tamamen soyutlanmış değildir.

b-Tenfiz

Yabancı bir mahkeme kararının icra edilebilirliği onun tenfizi anlamındadır. Yani bir davanın mahkemece nasıl hükme bağlandığının gösterilmesi ve davanın hükmünün yerine getirilmesi ile ilgilidir. Davadan kesin delil ya da kesin hüküm olarak yararlanma durumu tanıma da mevcuttur. İcra tanıma da yoktur.

  • Tenfiz ve Tanıma davalarında evrak üzerinden karar verilmemekle birlikte mutlaka usulüne uygun davetiyeyle birlikte duruşma yapılır.
  • Basit usüle tabi olarak dava görülür.
  • Tanıma ve Tenfiz davaları adli tatilde de görülen davalardandır.
  • Türkiye’de ikametgahı bulunmayan davacının teminat göstermesi gereklidir. Hakim teminat miktarını takdir eder. Teminat şartı karşılıklı anlaşmasında muafiyet varsa aranmaz.
  • Davalının ikametgahı, eğer Türkiye’de bir ikametgahı yok ise sakin olduğu yer mahkemesi iki durumda bulunmadığı takdirde Ankara, İzmir, İstanbul mahkemeleri yetkili olan mahkemeler arasındadır.
  • Aile mahkemeleri ise Tanıma ve Tenfiz davalarında görevli olan mahkemelerdir.

Velayet Davası

Velayet davası nasıl açılır? Velayet nedir? Velayete ilişkin temel kavramlar nelerdir? Velayetin değiştirilmesi davası ve geçici velayete ilişkin temel hususlar nelerdir? Dava karar örnekleri de dahil olmak üzere sizin için kapsamlı bir araştırma yaptık. İşte detaylar!

Boşanmadan Velayet Davası Açılır Mı?

Velayet davası kapsamında öncelikli olarak velayetin tanımı ve sorumluluklarına dair bilgi sahibi olunması gerekir. Henüz reşit olmamış tüm çocuklar anne babalarının velayeti altındadır. 15 yaşını doldurmuş olan çocukların anne ve babalarının izni ile ergin kabul edilmesi ve velayet kapsamında çıkarılması mümkündür. Bu genel olarak erken yaşta aile rızası ile evlenmek isteyen kişilerin uyguladıkları bir prosedürdür. Anne babanın evli olması durumunda bu velayet iki ebeveyne de eşit olarak aittir.

Velayet davası açmak isteyen kişilerin başvurmaları gereken yetkili mahkeme aile mahkemeleri olacaktır. Aile mahkemeleri dışında herhangi bir mahkemeye dava açıldığı zaman görevsizlik kararı verilecektir. Mahkemenin açılması gerekli olan belgelerin düzenlenmesi ve kişilerin sürece ilişkin bilgilendirilmesi konusunda alanının uzmanı olan ve aynı alanda daha öncesinde olumlu sonuçlar alan avukatlar ile iş birliği yapmak çok daha verimli olacaktır.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Geçici Velayet

Velayet davası kapsamında velayetin değiştirilmesi ve diğer hususlara ilişkin dikkate alınması gereken temel noktalar;

  • Velayet değiştirilmesinin sonrasında bir ebeveynden diğerine verilmesi durumunda eğitim, öğretim, bakım fiziksel ve ruhsal sağlıktan velayete sahip olan ebeveynin sorumlu olacağı bildirilmelidir.
  • Eğer evlilik birliği dağılıyorsa bu süreçten çocukların en az etki ile ayrılmaları için özel bir hassasiyet gösterilmektedir. Velayetin değiştirilmesi hususunda da ana kıstas çocuğun iyiliği ve faydasıdır. Alınan tüm kararların bu çerçevede değerlendirilmesi istenmektedir.
  • Bir velayet sahibinin değiştirilmesi konusunda başvuru yapıldığı zaman ebeveynlerin konuya dair isteklerinden ziyade bu değişimden ya da mevcut durumdan çocuğun olumlu yönde nasıl etkileneceğidir. Açılan her velayet değişim davası olumlu sonuçlanmayacaktır. Hakim mevcut durumun çocuğun sağlığı için daha iyi olduğu kanaatine varırsa değişim talebi reddedilecektir.

Velayet davası açma sürecinde çocukların iyiliği en temel unsur olarak kabul edilmektedir. Çocukların hangi ebeveynin yanında mental ve fiziksel olarak daha sağlıklı olacakları göz önünde bulundurularak karar verilecektir.

Anlaşmalı Velayet Değişikliği

Velayet davası açılması durumunda çocukların fikirlerinin alınması da söz konusu olabilmektedir. Bir davada çocukların fikri alınırken onların mental durumlarının olumsuz yönde etkilenmemesi için gerekli olan tüm önlemler alınacaktır. Bir çocuğun ancak 8 yaşından büyük olması durumunda mahkemede isteklerini bildirmesine izin verilecektir. Mahkemenin çocuğun ya da ilenin isteği doğrultusunda karar verme zorunluluğu yoktur. Sadece bir görüş olarak çocuğun istekleri de göz önünde bulundurulacaktır. Velayet normal koşullarda anne ve babaya eş derecede aittir. Bir evliliğin ölüm ile son bulması durumunda velayet sağ kalan tarafa ait olacaktır. Boşanma durumunda ise hem hakimin kararı hem de çocuğun istekleri göz önünde bulundurularak velayete karar verilecektir.

Velayet Davası Ücreti

Velayet davası ücret, 5 bin lira 171 TL olarak belirlenmiştir. Avukatlık ücretine dahil olacak olan yeni dava detayları ve ek süreçler de göz önünde bulundurularak miktar yeniden gözden geçirilebilir. Dileyen kişiler avukatı ile ödeme adımını da kapsayan bir sözleşme yapma hakkını saklı tutmaktadır. Yapılan bu sözleşmeler ile ödenecek olan tutar bildirilirken ne zaman ve hangi yöntem ile ödeneceğine dair de gerekli olan adımlar tamamlanacaktır. Hem avukatın hem de müvekkilin haklarının korunması için bu tür sözleşmelerde koşulların belirlenmesi olumlu bir adım olacaktır.

Velayet Davası Karar Örnekleri

Velayet davası kapsamında bazı aileler 8 yaşından büyük olan çocukların görüşlerinin mahkeme tarafından alınmasını talep edebilmektedir. Bu şekilde çocuk da evliliğin sonlanmasının sonrasında hangi ebeveynde kalacağına ilişkin görüş beyan etme hakkını kazanmaktadır. Fakat bazı davalarda taraflar çocuğun kendi istedikleri gibi beyanda bulunmamaları durumunda çocuğun görüşünün yeniden alınmasını isteyebilmektedir. Bu aşamada mahkemelerin aldıkları kararlar eğer 8 yaşından büyük olan çocuğun görüşleri bir pedagog gözetiminde alınmış ise yeniden bir görüş alma adımının gerekli olmayacağı yönündedir. Yeniden görüş almanın hem mahkeme süreci için uzatıcı bir etkisi olacak hem de çocuğun yeniden aynı konu başlıklarında sorulara tabi tutulması kapsamında psikolojik olarak olumsuz etkilenmesi söz konusu olabilecektir.

Velayetin Değiştirilmesi Yargıtay Kararları

Velayet davası kapsamsında incelemeler yapıldığı zaman velayetin değiştirilmesinin ebeveynler arası aktarılmasının Anlaşmalı boşanma prosedürüne aykırı olup olmadığı da merak edilmektedir. Bu alanda örnek Yargıtay kararları de mevcuttur. Yargıtay’ın almış olduğu karara göre velayete sahip olan tarafların değişim göstermesinin boşanma aşamasında belirlenen anlaşmalı boşanma sözleşmesine herhangi bir aykırılık içermediğine karar verilmiştir. Bu sözleşme velayetin değiştirilmesi sonrasında da geçerliliğini sürdürecektir. Herhangi bir kısıtlama ya da geçersiz kılma adımı atılmayacaktır. Velayet kapsamında soy bağının reddi gibi hususlar da söz konusu olabilmektedir. Biyolojik babanın çocuğun kendi soy bağında olduğunu düşünmesi durumunda ve kendi nüfusuna geçmesini talep etmesi durumunda Aile Mahkemeleri görevli olacaktır. Bu şekilde görevli mahkemeye ilişkin soru işaretleri de giderilmiş olur.

 Velayet Davası Ne Kadar Sürer?

Velayet davası tarafların uzlaşmaya varıp varmadıklarına göre değişim gösterebilmektedir. Velayet davasının süresine ilişkin en kısa sürede karar verilememesi durumunda en azından kesin karar çıkıncaya kadar çocuğun geçici velayeti ebeveynlerden birine sunulacaktır. Annenin reddetmemesi durumunda genel olarak geçici velayet anneye verilmektedir. Özellikle yaşça küçük olan çocukların velayeti kapsamında bir sınırlandırma ya da uzun süreç gerekmeden anneye verilmesine karar verilir.

  • Anne ve babanın resmi bir evlilik birliği içerisinde olmaması durumunda çocuğun velayeti direkt olarak annesine ait olacaktır.
  • Velayet sadece bir çocuğun bakımının üstlenilmesi değil aynı zamanda bu çocukların gerekli alanlarda temsil edilmesi görevini de kapsamaktadır. Velayete sahip olan kişinin çocuğun haklarını korumadığı ve onu muntazam şekilde temsil etmediği fark edildiği anda velayetin, kişiden alınmasına da karar verilebilmektedir.
  • Anne ve babanın çocuğun hem bedensel hem de ruhsal sağlığını korumak konusunda yetersiz kaldığı devlet otoriteleri tarafından da onaylanırsa bu çocukların daha fazla zarar görmemesi adına kurumlara yerleştirilmesine karar verilebilmektedir. Bu noktada da çocukların menfaati ana kural olarak belirlenmiştir. Çocuğun üstün menfaatinin kurumlarda daha iyi korunacağına karar verilirse gerekli olan yerleştirme işlemleri tamamlanacaktır.
  • Velayet sahibi olmayan kişinin de çocuğun bakımına katkı sunmaya zorunlu olduğu bildirilmelidir. Bakım sorumluluğu ve ekonomik manada çocuğun bakım giderlerinin karşılanmasının sorumluluğu sadece velayet sahibi olan tarafa ait değildir. Bunun tam tersine velayet sahibi olmayan tarafın da nafaka aracılığı ile ve mahkeme tarafından belirlenen görüş günlerinde kişisel ilişkilerini yüksek seviyede tutması gerekli görülmüştür. Çocuğun bakımına ilişkin nafaka yardımı velayet kararı ile beraber otomatik olarak mahkeme tarafından zorunlu tutulacaktır.

Velayet davasına ilişkin dikkate alınması gereken tüm bu hususlarda alanında nitelikli ve uzman olan avukatlardan yardım alarak süreci maddi ve manevi çok daha az yıpratıcı bir hale getirebilirsiniz. İş birliği kuracağınız avukatın daha öncesinde aynı alanda başarılı oldukları bir dava sonucu olup olmadığının da analiz edilmesi gerekir.

İlginizi Çekebilir; 

https://mehmetalihelvaci.av.tr/beykoz-gumussuyu-mahallesi-avukat.html

https://mehmetalihelvaci.av.tr/bosanma-davasinda-velayet.html

https://mehmetalihelvaci.av.tr/tanima-tenfiz.html

https://mehmetalihelvaci.av.tr/nafaka-ve-velayet-konusunda-bilinmesi-gerekenler.html

https://mehmetalihelvaci.av.tr/yabanci-ulkede-bosanmanin-turkiyede-taninmasi.html

Yorum yapın

Hemen Ara