İnsan hayatında evlilik kadar ayrılığın da önemli bir yeri var. Her ne kadar istenen bir durum olmasa da bazen hayat şartları, yaşanan olumsuzluklar yahut eşlerin birbirine yaklaşımları ve kişilik özelliklerindeki farklılıklar boşanmaya kadar giden bir sürecin habercisi olabiliyor. Evlilik öncesi tanışma ve sevgililik aşamasında mazur görünen yahut hiç görülmeyen sorunlar evlilikle birlikte aynı evde yaşamaya, yaşam yükümlülüklerini birlikte yerine getirmeye başlayınca yığılarak artabiliyor. Böyle durumlarda boşanma avukatı, tarafların tüm sıkıntılarında yardımcı olarak onlara ilgili kanunları anlatmak, haklarını ve yükümlülüklerini bildirmek suretiyle bir cankurtaran vazifesi görüyor.
Boşanma davalarında sebep, davayı ve gidişatını belirleyen ana unsurdur. Genel ve özel olmak üzere iki ana başlıkta sebepler sıralanmıştır. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma genel sebepler arasındadır. Aynı zamanda mutlak bir boşanma sebebidir. Bununla birlikte, evvelce bir boşanma davası açılmış, görülmüş ve reddedilmiş olmalıdır ki fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasına konu olabilsin.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Hakkında
Mevzu bahis davanın reddinden sonra üç yıllık bir zaman diliminin geçmesi gereklidir. Ancak bundan sonra fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilir. Bu süre, davanın reddedilmesinin kesinleştiği tarihten sonra başlar ve tamamlanması gerekir. Ayrıca bu süre içerisinde evlilik birleşiminin tekrar sağlanmamış, tarafların birlikte yaşama koşullarının oluşmamış olması gerekir ki karar olumlu yönde yani boşanmaya sebebiyet verecek yönde sonuçlanabilsin.
Aynı zamanda, birden fazla boşanma davası açılmış ve görülmekte iken; bunlardan herhangi birinin kesin kararından sonraki üç yıllık süreç, eylemli yahut fiili boşanma davasına konu oluşturabilir. Diğer davalarının kabulü yahut reddi bu tür boşanma davaları için bağlayıcı özellik göstermez, fiili ayrılığın kendisi, boşanmaya mutlak sebep teşkil eder.
Fiili ayrılık, eylemli ayrılık olarak da ifade edilmektedir ve kesintisiz üç yıl sürmesi gerekmektedir. Bu süre, boşanmanın reddi kararının tam olarak kesinleşmesinden sonraki süreyi ifade eder. Eğer bu zaman içerisinde herhangi bir sebeple ortak yaşam tekrar oluşmuş yahut birlikte yaşama gibi bir süreç olmuşsa davanın kabulü mümkün değildir. Ola ki ortak yaşam kurulmuş ve tekrar fiili ayrılık durumu oluşmuşsa bu durum üç yıl sürse bile bu sebeple açılacak boşanma davasına konu oluşturamaz.
İstisna Durumlar Ve Ortak Hayatın Yeniden Kurulup Kurulmadığı Hususu
Bu tür davalarda bahsi geçen süre içerisinde ortak yaşamın yeniden kurulup kurulmadığı bazen net olarak belirlenemeyebilir. Mahkemece, davalı ve davacı taraf bir araya gelmiş olsa bile ortak yaşamın tekrar inşası niteliğine haiz olmayan durumlar şu şekilde sıralanmaktadır:
- Tarafların ortak çocukları için görüşmesi
- Bir hususta tartışmak için münferit görüşmeleri
- Zorunluluk arz eden sebeplerden ötürü bir görüşmeleri
- Taraflar arasında cinsel münasebet
Ancak bu durumlar mutlak bir ret yahut onay sebebi değildir elbette. Hâkim kişilerin sosyal ve kültürel yapıları ile kişilik özelliklerine, hatta aile yapılarına bakarak aksi yönde karar da vermektedir. Tanık ifadeleri de bu süreçte etkili olmakla birlikte herhangi bir çelişkiye mahal vermeyen şekilde net ve açıklayıcı olmaları beklenmektedir.
Ortak yaşamı tanımlamayacak maddelerde görüldüğü gibi cinsel ilişki, ortak yaşama her zaman sebep ve delil sayılamaz.
Feragatin Boşanmaya Etkisi
Boşanma davalarının herhangi bir türünde feragat gerçekleşmektedir. Feragat eden eş, daha sonra tekrar boşanma davası açma hakkına sahiptir. Eğer açılan dava eylemli ayrılık davası olacak gerek şart olan üç yıllık ayrılık süreci için feragat tarihi baz alınır.
Boşanmanın kabulünü takip eden süreçte tazminat ve nafaka için ayrıca dava açılmaktadır. Tazminat ve nafaka, bu türden boşanma davalarının konusu değildir.
Eylemli Ayrılığın Kanıtlanması
Bahsi geçen boşanma davalarında ayrılığın dayanak olabilmesi için ispatı da bir o kadar önemlidir. Birlikte tanık ifadelerinin anlaşılmaktadır ve net olması oldukça büyük önem arz eder. Verdiği beyanda yalan ve/veya çelişki olduğuna hükmederse ifadesini geçersiz sayar. Bu durumda hâkim davanın reddine karar vermektedir kolaylıkla. Farklı şehir yahut ülkelerde ikamet ettiklerine ispat niteliğinde olan pasaport ve vize kayıtları sayılmaktadır.
İspata zorunlu taraf davacı eştir. Somut deliller öne süremezse bu durum da davanın iptaline sebep olmaktadır. Davalı tarafın ispat yükümlülüğü olmamakla birlikte ihtiyaç duyması halinde karşı delil ve tanıklar sunmakta özgürdür.
Kimler Eylemli Ayrılık Davası Açabilir?
Bu tür boşanma davalarını her iki taraf da açar. Tüm şartların usule uygun olması önemlidir. Önceki boşanma davasının reddi gereğine binaen dava açılması mümkündür. Fakat bu davayı açan kişinin illa ki önceki davayı açan eş olması gerekli değildir.
Eylemli Ayrılık Davalarını Diğer Boşanma Davalarından Ayıran Yönler
Evlilik kurumunun kusurlu olduğunu delalet olduğundan durumun tespiti ve talebini ister. Ortak bir hayat kurulamadığında o zaman boşanmalarına karar verilmektedir. Ortak hayatın yeniden sağlanamamış olması eylemli ayrılığı diğer boşanma davalarından ayırmaktadır.
Boşanmada bir kusur bulunamayabilir ve tarafların boşanmalarına ret kararı verilmektedir. Ancak üç yılın sonunda ortak hayatın kurulamaması büyük bir etkendir. Ve taraflardan biri bunu kanıtlar nitelikte belgelere sahipse, tekrar mahkemeye gider. Vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalı ve davacı arasında da kararlaştırılmaktadır. Evliliği devam ettirmenin bir anlamı kalmadığı görüşüne dayanmaktadır. Boşanma davasının açılma ve üzerinden en az üç sene geçmiş olması şarttır. Bu davayı bir önceki boşanma davasını açan davacı ya da davalıdan herhangi biri açar. Bir önceki boşanma davasını açanın açması şart değildir.
İlginizi Çeker;
Ataşehir Yenişehir Mahallesi Boşanma Avukatı
Deneyimli Ceza Avukatı Arayanlar
Ayrı Yaşamak Boşanma Sebebi Mi?
“Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma” üzerine 2 yorum